117

"Şüphesiz Rabbin, yolundan sapanları en iyi bilendir. O, hidayete erenleri (mühtedini) de en iyi bilendir."

Bu her iki fırkayı da en iyi bilen Allahü teâlâ'dır. O halde sen, birinci fırkadan (yoldan sapmışlardan) olmaktan şiddetle sakın.

"sapan, dalâlete düşen kimse", kelimesi bir kırâete göre "saptıran kimse" da olarak okunmuştur. Bu takdirde anlam şöyle olur:

"Allahü teâlâ, insanları saptıranı en iyi bilendir."

Böylece bu cümle, kâfirlere uymaktan sakınmayı tekid etmiş olur.

Bu cümlenin "Senin Rabbin, kimi saptıracağını en iyi bilendir. Yahut senin Rabbin, yolundan saptırandan daha iyi bilendir" şeklinde anlaşılması siyak ve sibak bakımından mümkün değildir.

İlimdeki üstünlük veya daha iyi bilmek,

- bilginin çokluğu ile,

- bilgi konularını etraflıca, bütün yönleri bilmekle,

- bilgiye bilvasıta değil, bilâvasıta sahib olmakla mümkündür.

117 ﴿