11"Hani sizi o zaman O'ndan bir güven (emn) olmak üzere uyku bürümüştü. O, sizi temizlemek (tathir etmek) ve şeytanın riczini (vesvese, pislik) sizden gidermek, kalblerinize rabıta (güç, kuvvet, cesaret) vermek ve ayaklarınızı tesbit etmek için üzerinize gökten su indirmişti." Bu âyet, Allahü teâlâ'nın, Bedir savaşında Müslümanlara bahşetmiş olduğu diğer bazı nimetleri açıklar. Onlara verilen uyku, onları gevşetmek için değil fakat içlerinde Allahü teâlâ'dan gelen bir güven duygusu meydana getirmek içindi. Allahü teâlâ, mücahitleri küçük ve büyük abdestsizlikten temizlemek, şeytanî vesvese ve kirlerden, korkulardan arındırmak, savaşta sabit kadem kılmak, onların ayaklarının kumlara batmasını önlemek ve sarsılmadan yere basmalarını sağlamak, kalplerini birbirine bağlamak suretiyle manen güçlendirmek, sabır, cesaret ve metanetle savaşmak için üzerlerine gökten su indirdi. Rivâyete göre Bedir'de Müslümanlar çıplak bir kum tepesine inmişlerdi. Yürürken ayaklar kuma batıyordu ve su da yoktu. Uyuyunca çoğu da ihtilâm olmuştu. Müşrikler ise, Bedirdeki suya hâkimdi. İşte bu şartlar altında şeytan, Müslümanlara temessül edip şöyle vesvese verdi: "- Sız Muhammed'in Ashabı, hak üzere olduğunuzu iddia ediyorsunuz; oysa abdestsiz ve cünüp namaz kılıyorsunuz; çok da susamışsınız. Eğer hak üzere olsaydınız, şu adamlar, size galibiyetle su üzerinde hâkimiyet kurmazlar dı. Şimdi onlar, susuzluktan kuvvetsiz düşmenizi bekliyorlar. Susuzluk, boynunuzu bükünce, o zaman size karşı harekete geçecekler ve dilediklerini öldürecekler; dilediklerini de sürüp Mekke'ye götürecekler." Müslümanlar, bu vesveseden büyük üzüntü duymuş ve korkuya kapılmışlardı. İşte o zaman Allahü teâlâ, yağmur yağdırdı. Gece yağan yağmurdan oradaki dere ırmak olup taştı.. Böylece Müslümanlar, guslettiler; abdest aldılar. Hayvanlarını suvardılar. Savaş alanındaki, kumlar sertleşti ve yürürken ayaklar batmayacak hale geldi. Şeytanın vesvesesi zail oldu; gönüller sevinçle doldu ve kalpler güç buldu. İşte âyetteki, " kalblerinize rabıta vermek için" ifâdesinin manâsı budur. |
﴾ 11 ﴿