3

"Hacc-ı Ekber günü Allah ve Resulünden insanlara bu bir ilândır:Allah ve Resulü müşriklerden tamamen bendir. Eğer hemen tevbe ederseniz bu, sizin için hayırlı olur. Ve eğer yüz çevirirseniz, şunu bilin ki siz Allah'ı âciz bırakacak değilsiniz. (Resûlüm), o kafirleri can yakıcı bir azab ile müjdele!"

A- "Hacc-ı ekber günü Allah ve Resulünden insanlara bu bir ilândır :

Allah ve Resulü müşriklerden tamamen beridir."

"e'n- Nas / insanlar" dan murat, bütün insanlardır. Çünkü ihtar, sadece antlaşmayı bozanlara veya herhangi bir kavme mahsus ve münhasır değil, fakat bütün kâfirlere ve mü'minlere şamildir.

Hacc-ı Ekber, bayram günüdür. Çünkü bayram günü hac tamamlanmış olur ve haccın en büyük ibadetleri de o gün ifa edilir. İlân da, o gün olmuştur. Ayrıca, rivâyete göre Peygamber Veda Haccinde bayramın birinci günü Cemrelerin yanında durup:

"Bu gün lıacc-i ekber günüdür." 11 buyurmuştur.

11 Kurban bayramı günü hacc-ı ekber günüdür (Yevmü'n-nahri yevmü'l-hacci'l-ekber) denilmiştir (Sahih-i Müslim, Kitabü'l-Hacc, Hacc-ı Ekber Gününü Beyan Babı).

Diğer bir görüşe göre ise, Hacc-i Ekber günü, arefe günüdür; çünkü Peygamberimiz

" Hacc, arefe'dir." buyurmuştur. 12

12 Abdurrahman b. Ya'mer (radıyallahü anh) den rivâyet edilmiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Arafat'ta iken, Necd halkından bazı kimseler ona haccın mahiyetini sordular. Resûl-i Ekrem'den aldığı emir üzerine bir münadi şöyle nida etti:

Hacc Arafattır. Her kim Müzdelife gecesi fecrin doğuşundan önce gelirse hacca yetişmiş olur. Ve diğer.."

(Sünen-i Tirmizî, Hacc Babları, Müzdelife'de İmama yetişen Hacca yetişmiş olur babı)

Hacc, Ekber (büyük) vasfıyla vasıflandırılmıştır. Çünkü umre'ye hacc-i asğar (küçük hacc) denir.

Yahut hacctan murat, o gün ifa edilen hacc menâsikidir (ibadetleridir). Zira o gün ifa edilen Hacc menâsiki, diğerlerinden daha büyüktür.

Yahut Müslümanlar ile müşrikler o haccta bir araya gelmişlerdi.

Yahut Müslümanların azizliği ve müşriklerin zelilliği o Hacc'da ortaya çıkmıştı.

Burada müşriklerden murat, kendileriyle antlaşma yapılıp da antlaşmalarını bozan müşriklerdir.

B- "Eğer hemen tevbe ederseniz bu, sizin için hayırlı olur. Ve eğer yüz çevirirseniz şunu bilin ki siz Allah'ı âciz bırakacak değilsiniz "

Tehdidi ağırlaştırmak için, burada doğrudan doğruya onlara hitap edilmiştir:

Ey antlaşmayı bozan müşrikler! Artık bu ihtardan sonra eğer şirkten ve hiyanetten tevbe ederseniz, bu tevbe, her iki cihanda da sizin için daha hayırlıdır. Ama tevbeden, ya da İslâm'dan veya ahde vefadan yüz çevirmeye devam ederseniz, biliniz ki, siz, Allahü teâlâ'yı asla âciz bırakacak değilsiniz; O'nun önüne geçemezsiniz ve O'ndan kurtulamazsınız.

C- "(Resûlüm), o kâfirleri can yakıcı bir azab ile müjdele."

Burada hitap, Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) tevcih edilmiştir. Çünkü elem verici azabı müjdelemek, istihza yoluyla da olsa (çünkü müjdeleme, aslında hayır için kullanılır), ancak ilâhî sırlara vâkıf olana yaraşır.

3 ﴿