94"Siz, onlara döndüğünüzde, size özür beyân (i'tizar) edeceklerdir. (Resûlüm) de ki; "- Hiç özür beyân etmeyin; biz size asla inanmayız. Allah, sizin durumlarınızı bize haber verdi. Bundan sonraki amellerinizi Allah ve Resulü görecektir. Sonra gaybi ve şahadeti hakkıyla bilen (Allah'a) döndürüleceksiniz. O, size yapmakta olduklarınızı haber verecektir." A- "Siz, onlara döndüğünüzde, size özür beyân (i'tizar) edeceklerdir." Rivâyet olunuyor ki, bu seferden geri kalanlar, seksen küsur adam idi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) seferden kendilerinin yanma döndüğünde Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) gelip asılsız özürler beyân ettiler. Bu âyetin muhatabı, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile Ashabı içindir. Çünkü seferden geri kalanlar, yalnız Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) değil, fakat aynı zamanda Ashâb'a da özür beyân ediyorlardı. "Medine'ye döndüğünüzde" değil de " kendilerine döndüğünüzde" denmesi, şunu ifâde eder: Seferden geri kalanların özür beyân etmelerinin zamanı, Medine'ye dönüş zamanı değil, fakat kendilerinin bulundukları yere dönüşün gerçekleştiği zamandır. Çünkü onların bazıları, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) henüz Medine'ye varmadan gidip özür beyân etmiş olabilirler. B- "(Resûlüm) de ki (Kul): "- Hiç özür beyân etmeyin; biz size asla inanmayız." Bundan önceki hitap, Ashabı da kapsayan genellikte olmasına rağmen bu hitap, yalnız Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) tahsis edilmiştir. Çünkü onlara cevap vermek, Resülullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) vazifesidir. C- "Allah, sizin durumlarınızı bize haber verdi." Bu cümle, onların tasdik edilmemesinin sebebini belirtiyor. Şöyle ki: "- Sizin başvurduğunuz şer ve fesat, kalplerinizde gizlediğiniz kötülükler, özür konusunda düzdüğünüz yalanlar bize vahiy yoluyla haber verilmiştir. Bu da sizi tasdik etmemize mânidir." Âyette, iki yerde çoğul kipinin kullanılması, onların tasdik umutlarını re'sen iyice kesmek içindir. Çünkü bu ifâde ile, onların özürlerinin hiçbir mü'min yanında geçerli olmadığı belirtilmiş olur. Bir de bu ifâde, onların bütün mü'minler arasında rezil-rüsvay olduklarını belirtir. Ç- "Bundan sonraki amellerinizi Allah ve Resulü görecektir." Bundan sonra nifaktan vazgeçip Allah'a (celle celâlühü) mı döneceksiniz yoksa, nifakta sebat mı edeceksiniz Allah ve Resulü görecektir. D- "Sonra gaybı ve şehadeti (görüneni de görünmeyeni de) hakkıyla bilen (Allah'a) döndürüleceksiniz. O, size yapmakta olduklarınızı haber verecektir." Sonra kıyamet günü, amellerinizin karşılığını görmek için, gizliyi de, açığı da bilen Allah'a (celle celâlühü) döndürüleceksiniz. İşte O'nun huzurunda durduğunuz zaman, sizin dünyada iken işlediğiniz bütün kötü amelleri O size haber verecektir. |
﴾ 94 ﴿