102

"Diğerlerinden (sefere katılmayanlardan) kimileri günahlarını itiraf ettiler. Sâlih bir amele kötü bir ameli karıştırdılar. Umulur ki Allah, onların tevbelerini kabul eder. Şüphesiz ki Allah, mağfireti (bağışlaması) bol (Gafur) dur, çok merhamet eden (Rahîm)dir."

A- "Diğerlerinden (sefere katılmayanlardan) kimileri günahlarını itiraf ettiler."

Burada da, din işlerinde himmetleri zayıf bir grup müslümatım hak beyân ediliyor. Çevrenizdeki bedevi Araplardan ve Medine halkından başka bir topluluk daha vardır ki, onlar,

-gazadan geri kalmak,

-gazaya çıkmamayı tercih etmek,

-münafıkların kötü komşuluğuna razı olmakıgünah larını itiraf ettiler.

Ancak yaptıklarına pişman oldular ve kalplerindekini gizleyip onun aksını bekitmeyi âdet edinen, hayırsız özürler dileyen, onları yalan yeminlerle pekiştirmeye çalışan münafıklar gibi kendilerinden sâdır olan kötü işi gizlemediler.

Bu âyete konu olanlar,

-gazaya katılmayan,

-fakat gazaya katılmayanlar hakkında nazil olan âyetleri duyduklarında affedilmeleri için kendilerini Medine Mescidinin direklerine bağlayan Müslümanlardır.

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) o gazadan Medine'ye döndüğünde âdeti olduğu üzere Mescide girerek iki rek'at namaz kıldı ve onları o halde görünce bunun sebebini sordu.

Dediler ki:

"- Bunlar, siz onlari çözmedikçe kendilerini çözmeyeceklerine yemin edenlerdir."

Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) da:

"- Ben de yemin ederim ki, onlar hakkında memur edilmedikçe (bana emir verilmedikçe) kendilerini çözmeyeceğim!" 29

İşte bunun üzerine bu âyet-i kerime nazil oldu.

B- "Sâlih bir ameli kötü bir amelle karıştırdılar."

Onların iyi amelleri, daha önce yaptıkları iyilikler, katıldıkları eski gazalar, bu gazadan geri kalmakla işledikleri günahı itirafları, kendi kendilerim kınamaları, yaptıklarına pişman olmalarıdır.

Bu iyi amellerine karıştırdıkları kötü ameller ise, önce ve sonra kendilerinden sâdır olan kötülüklerdir

Kelbî'ye göre:

"İyi ve kötü amelleri, tevbe ile günahür."

C- "Umulur ki Allah, onların tevbelerini kabul eder. Şüphesiz ki Allah, mağfireti (bağışlaması) bol (Gafur)dur, çok merhamet eden (Rahîm)dir."

Umulur ki, Allah (celle celâlühü), günahlarını itiraf ettikten sonra tevbelerini kabul eder. Şüphesiz O, tevbe edenin günahlarını bağışlar ve ona lütfeder.

102 ﴿