107"Bir de zarar vermek, küfretmek, mü'minler arasına ayrılık sokmak ve bundan önce Allah ve Resulüne karşı savaşan adamı beklemek üzere mescid edinenler var. Onlar muhakkak şöyle yemin edeceklerdir: "- Biz iyilikten başka bir şey murad etmedik!" Allah da onların gerçekten yalancılar (kâzibûn) olduğuna şahadet eder." A- "Bir de zarar vermek, küfretmek, mü'minler arasına ayrılık sokmak ve bundan önce Allah ve Resulüne karşı savaşan adamı beklemek üzere mescid edinenler var." Rivâyet olunuyor ki, Amr b. Avf Oğulları, Küba'da bir mescid bina ettiler ve gelip mescidlerinde kendilerine namaz kıldırması için Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) haber gönderdiler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) da, onların ricasını yerine getirdi. Bunu gören onların amca çocukları Ğanem b. Avf Oğulları da, onları kıskandılar ve: "- Biz de bir mescid yaparız ve gelip namaz kılması için Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) haber göndeririz. Sonra da rahip Ebû Amir, Şam'dan dönünce o, bize na maz kıldırır." dediler. Rahip Ebû Âmir, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) tarafından "el-Fâsık" olarak isimlendiril misti. Bu adam Uhud savaşında Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) : "- Seninle savaşan her hangi bir topluluk görürsem, mutlaka onlarla be raber sana karşı savaşırım!" demişti. Sonra Huneyn savaşma kadar da hep öyle yaptı. Huneyn savaşında Hevazin ordusu mağlup olunca, o da kaçıp Şam'a gitti ve münafıklara: "- Siz bütün imkânlarınızı kullanarak kuvvet ve silah hazırlayın; ben de Kayser'e (Bizans İmparatoruna) gidip bir ordu getireceğim ve Muhammed ile taraftarlarını Medine'den çıkaracağım!" diye haber gönderdi. Münafıklar da, Kubâ Mescidi yanında bir mescid bina ettiler ve şu dilekte bulundular: "- Ya Resûlallah, biz de, hastalar, işi olanlar, yağmurlu ve soğuk geceler için bir mescid bina ettik. Senin orada namaz kılmanı ve tebberrüken bize duâ etmeni istiyoruz!" Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) "- Şimdi bir sefere çıkmak üzereyim ve onun hazırlığı ile meşgulüm. Döndüğümüzde -İnşaallah!- onda namaz kılarız!" dedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Tebük gazasından dönünce, gelip ricalarını yinelediler. İste o zaman bu âyet-i kerime nazil oldu. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Mâlik b. Dahşem, Ma'n b. Adiyy, Âmir b. Seken ve Vahşî adlarındaki zâtları çağırdı ve onlara: "- Haydi, ehli (cemaati) zâlimler olan o mescide gidin de onu yakıp yıkın!" buyurdu. Onlar da emri yerine getirdiler. Ve Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ayrıca o mescidin yerinin, leşlerin ve süpürüntülerm atıldığı çöplük haline getirilmesini istedi. Ebû A'mir el- Fâsık da, Şam'da Kınn esrin Kasabasında öldü. Hulâsa münafıklar arasında bir grup da vardı ki bunlar, mü'minlere zarar vermek, içlerinde gizledikleri, küfrü daha da kuvvetlendirmek, Kuba Mescidinde toplanan ve cemaatle namaz kılan mü'minler arasına ayrılık sokmak, daha önce Allah ve Resulüne karşı savaşmış olan adama hazırlık yapmak ve onu beklemek için bir mescid edinmişlerdi. Yahut " daha önce" kaydı, " onlar edinmişlerdir" fiili ile bağlantılıdır. Bu takdirde anlam şöyle olur: Onlar, Tebük seferinden geri kalmakla nifaklarını göstermeden önce söz konusu o mescidi edinmişlerdi. Nitekim onlar, mescidi Tebük gazasından önce bina etmişlerdi. B- "Onlar muhakkak şöyle yemin edeceklerdir: "- Biz, iyilikten başka bir şey murad etmedik!" Allah da onların gerçekten yalancılar (kâzibûn) olduğuna şahadet eder." Bu mescidi bina edenler muhakkak: "- Biz bu mescidi yapmakla, namaz kılmak, Allah'ı (celle celâlühü) zikretmek ve namaz kılanlar için imkân sağlamak gibi güzel hasletlerden başka hiçbir şey kasdetmedik!" diye yemin de edeceklerdir. Allah (celle celâlühü) da, onların, yeminlerinde yalancı olduklarına şahitlik eder. |
﴾ 107 ﴿