YÛNUS SÛRESİMekke'de inmiştir, 109 âyettir 1"Elif, lâm, râ. İşte bunlar hikmet dolu Kitab'ın âyetleridir." A- "Elif, lâm, râ." Bu harfler, Bakara sûresinin başında zikredildiği gibi, ya harflerin sayımıdır, ya da bu sûrenin adıdır ki, ekseriyetin görüşü budur. Yani bu sûre, "Elif, lâm, râ" süresidir. B- "İşte bunlar hikmet dolu Kitab'ın âyetleridir." Burada Kitab'tan murad, ya Kur’ân'ın tamamıdır; Kur’ân o zaman henüz tamamen nazil olmamış ise de bu, onun tamamının Allah'ın (celle celâlühü) ilminde veya Levh-ı Mahfuz'da sabit ve belli olmasındandır; yahut meşhur rivâyete göre, Kur’ân'ın toptan dünya semasına inmiş olması itibariyledir. Nitekim "el-Hamd" sûresi de, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) devrinde, "Fatihatü'l- Kitab / Kitab'ın Fatihası" ve "Ümmü'l- Kur’ân / Kur’ân'ın anası" ismiyle anılıyordu. Oysa o zaman henüz Kur’ân'ın tamamı iki kapaklı bir Mushaf olarak ortaya çıkmış değildi. "Kitab" veya "Kur’ân" adı, Kur’ân'ın o zamana kadar nazil olan bölümleri hakkında kullanıldığı gibi Kur’ân'ın müşahhas bütünlüğü anlamında da kullanılıyordu. Nitekim rivâyete göre Câbir diyor ki: "- Peygamber Uhud şehidlerinden her iki kişiyi bir kefen içine koyduruyor; sonra da: "- Hangisi daha çok Kur’ân biliyordu" diye soruyordu. Onlardan birine işaret edilerek: "- Bu!" denildiğinde, önce onu mezara indirtiyordu." İşte o vakit insanların Kur’ân kelimesinden anladıkları, onun Allah'ın Eğitinin de veya Levh-ı Mahfuz'da sabit olduğu veyahut da dünya semasına toptan indirilmiş bulunduğu düşünülmeksizin o zamana kadar nazil olan bölümleridir. İşte bu anlayışla bu sûrenin âyetleri, hikmet dolu Kitabın belli âyetleridir. Kitabın, "haldin — hikmetli" vasfıyla vasıflandılmasi, ya çeşitli parlak ve üstün hikmetleri içermesinden ve onları ifâde etmesinden; ya da kelâmı, sahibinin vasfıyla vasıflandırılmasından; veya mecazî olup Kitabın, hikmet konuşan hakîme (hikmet sahibine) benzetilmesinden dolayıdır. Bir başka görüşe göre, Kitab, sûrenin kendisinden ibarettir. Ancak "tilke / işte bunlar" işareti, sûrenin içerdiği bir kısım âyetler için olmalıdır. Bu takdirde işaret edilenler, âyetlerin tamamı değil, fakat bir kısım olması gerekir. Çünkü âyetlerin tamamı, sûrenin bizzat kendisidir. Onun için âyetlerin tamamına işaret edilmiş olsa, bu ifâdenin bir anlamı ve hikmeti kalmaz; kemâl sıfatlarıyla medhetme anlamı hasıl olmaz. |
﴾ 1 ﴿