3

A- "Ve siz Rabb'inizden bağışlanma (mağfiret) dileyin, sonra O'na tevbe edin ."

Şimdi burada tevhidin tamamlayıcı unsurları belirtiliyor, mücmel kalan uyarıcı ve müjdecinin vasıfları açıklanıyor.

- İbadetlerinizi yalnız Allah'a (celle celâlühü) has kılmak,

- Daha önce içinde bulunduğunuz şirkten af ve mağfiret istemek,

- Tâatla O'na dönmek, günahlardan tevbe etmek,

- Tevhide inanmayı ve mağfiret dilemeyi sürekli hale getirmek, için Kur’ân'ın âyetleri muhkem ve mufassal kılınmıştır.

Yahut Allah'tan başkasına tapmayın ve O'dan mağfiret dileyin, sonra O'na tevbe edin.

B- "Ki belli bir süreye kadar sizi iyi bir geçimle yaşatsın. Ve her fazilet sahibine lûtfunu versin."

İlâhî emirlere uyarsanız, elbette Allah (celle celâlühü) sizi katında belirli ömrünüzün sonuna kadar güzel bir şekilde yaşatır.

Yahut İlâhî emirlere uyarsanız, azab ile sizi helâk etmez.

Ve tâat ile amellerde fazlasını yapanlara yaptıklarının karşılığını ya dünyada, ya da ahirette verir.

Kelâmın bu bölümü, mücmel kalan ve anlaşılması zor olan şu noktayı tamamlayıcı mahiyettedir:

Dünyada bazen iyi amel sahibi iki şahsın hayatı farklı görünür. Şöyle ki:

Bir insan, tâat ve ameli fazla olduğu halde amel ve tâati kendisinden daha az olan bir diğeri kadar müreffeh yaşatıimayabilır; tâat ve ameli nisbeten az olan da daha müreffeh yaşatılabilir.

İşte bundan dolayı tâat ve ameli fazla herkese fazlalığının mükâfatı ya dünyada, ya da ahirette verilir. Bu sonuç mutlaka gerçekleşir.

Bu kelâm, mezkur müjdede kalan ibham için bir tür açıklamadır. Bundan sonra da uyarı konusu gelmektedir.

C- "Ve eğer yüz çevirirseniz, ben sizin için büyük bir günün azabından korkarım."

Eğer size talim edilen tevhid, istiğfar ve tevbeden yüz çevirirseniz, size olan şefkat ve merhametimin gereği olarak ben, sizin başınıza gelecek, kıyamet gününün azabından korkarım.

Diğer bir görüşe göre, büyük günden murat, belâlar günüdür. Nitekim onlar öyle bir kıtlığa mübtela oldular ki hayvanların leşlerini bile yediler.

Uyarının müjdeden sonra zikredilmesi, rahmetin, gazaptan önce olmasındandır.

Yahut azab; tevhid, istiğfar ve tevbeden yüz çevirmek şartına bağlandığı için, onların önce zikredilıniştir.

3 ﴿