4

"Hani bir zamanlar Yûsuf, babasına demişti ki:

Babacığım! Ben rüyamda on bir yıldız ile güneş ve ayı gördüm; onları bana secde ederlerken gördüm"

Yûsuf kelimesi, Arapça değil, İbranîce bir isimdir.

Yûsuf'un babası, İshakin oğlu Yakub; Yakub da İbrâhîm'in (aleyhisselâm) oğludur. Allah'ın Resulünden şöyle rivâyet olunmuştur:

Kerîm (kerem sahibi) oğlu kerîm oğlu kerîm oğlu kerîm; Yûsuf b. Yakub b. Ishak b. İbrâhîm'dir (aleyhisselâm).

Bu hâdise, Yûsuf'a (aleyhisselâm) rüyasında gösterilmişti; çünkü bu gibi hârika hâdiselerin gerçek hayatta vald olması hâlinde onları görmek, yalnız bazı kimselere mahsus olarak kalmaz; herkesin hayatını alt-üst eden büyük bir olay olurdu.

Câbir'den (radıyallahü anh) rivâyet olunduğuna göre, bir gün bir Yahudi, Allah'ın Resulüne geldi ve dedi ki:

Ey Muhammed! Yûsuf'un gördüğü yıldızlan bana anlat! Allah'ın Resulü sükût etti. İşte bu sırada Cebrâîl (aleyhisselâm) geldi ve bunu Allah'ın Resulüne bildirdi. Allah'ın Resulü de, o Yahudiye dedi ki:

Eğer bunu sana haber verirsem, Müslüman olacak mısın? Yahudi de: Evet, dedi. Allah'ın Resulü dedi ki:

Onlar şu yıldızlardır: Cereyan, Târik, Zeyyâl, Kabîs, Amûdân, Felîk, Musbıh, Damlı, Fer', Vesâb, Zül-Ketifeyn. Yûsuf bunları, güneşi ve ayı gördü. Bunlar gökten inip Yûsuf'a secde ettiler, Yahudi de, Allah'ın Resulüne:

Evet, vallahi, adları öyledir, dedi.

Bir görüşe göre, güneş ile ay, Yûsuf'un (aleyhisselâm) ebeveyni, bir başka görüşe göre de, babası ile teyzesidir. Yıldızlar da, onun kardeşlendir.

Güneş ile ayın, yıldızlardan sonra zikredilmeleri, onların, diğer yıldızlardan üstünlüğünü ve şerefini göstermek içindir. Nitekim başka âyetlerde Cebrâîl ile Mîkâıl'in (aleyhisselâm) meleklerden sonra zikredilmeleri de bunun içindir. Bununla beraber, yıldızları güneş ve ay ile birlikte gördüm, anlamı da verilebilir.

Güneş ile ayın, yıldızlardan sonra zilvredilmesinin, Yûsuf'un kardeşleriyle buluştuktan sonra ebeveyniyle görüştüğüne işaret olması da, uzak bir ihtimal değildir.

Vehb'den rivâyet olunduğuna göre, diyor ki:

Yûsuf (aleyhisselâm), yedi yaşında iken rüyasında gördü kı, on bir uzun asa yere çakılmış olarak duruyor ve küçük bir asa, onların üstüne atılıp hepsine galip gelip onları yere yıkıyor. Sonra Yûsuf (aleyhisselâm) bu rüyasını babasına anlatıyor. Babası da kendisine:

Sakın, bunu kardHanımlarına anlatma! diyor. Daha sonra Yûsuf (aleyhisselâm), on ıkı yaşında iken, güneşi, ayı ve yıldızları görüyor; bunların kendisine secde ettiklerini görüyor. Bu rüyasını da babasına anlatıyor. Babası da, kendisine:

Sakın, bunu kardHanımlarına anlatma; sonra başına dert açarlar, diyor.

Yûsuf'un (aleyhisselâm) rüyası ile kardeşlerinin onun yanına gelmesi arasındaki sürenin ise kırk sene, veya seksen sene olduğu söylenmektedir.

4 ﴿