7

"Ant olsun ki, Yûsuf ve kardeşlerinde arayıp soranlar için bir çok ibretler vardır."

Yûsuf (aleyhisselâm) ile kardeşlerinin kıssalarında onların kıssasını sorup öğrenenler, yahut ibretleri arayıp onlardan ders çıkaranlar için, Allah'ın kahır kudretine delâlet eden pek büyük alâmetler vardır. Zira sorup arayanlar ancak bu ibretlere vâkıf olurlar ve onlardan faydalanırlar; diğerleri ise onlardan faydalanamazlar. Nitekim bir âyette meal olarak şöyle denilmektedir: "Göklerde ve yerde nice ibret verici şeyler vardır ki, yanlarından geçerlerken onlardan yüz çeviriyorlar" (Yûsuf 12/105).

Bu mânâya göre, kıssadan murat, anlatılan olayların kendisidir. Yahut o kıssa, kendisine müşrikler ve Yahudiler tarafından sorulan soruya, Allah Resulünün, bu konuda kimseden bir şey duymadan ve hiç kitap da okumadan aynen olduğu gibi anlattığı olaylardır. Bunda, onun peygamberliğıne delâlet eden âyetler de vardır.

Bu durumda kıssadan murat, o hâdiselerin anlatılmasıdır. Buna göre "âyetler" (ibretler) kelimesinin çoğul olarak zikredilmesi, kıssanın her bir parçasını anlatan Peygamberimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) peygamberliğine delâlet etmesine yeterli olduğunu bildirmek içindir. Nitekim Bakara 125. âyetinin tefsirinde de bu kelimenın çoğul olarak kullanılmasının, icazın, lâfız ve mânâ olarak müteaddit olmasından dolayı olduğu belirtilmişti.

Bu âyette Yûsuf'un kardeşlerinden hepsi de kastedilmiş olabilir. Zira Bünyâmin'in de bu kıssada payı vardır. Yahut daha önce zikredilen baba bir kardeşleridir. Zira kıssanın değirmeni onlar üzerinde dönmektedir.

Allah'ın (celle celâlühü), Yûsuf (aleyhisselâm) kıssasını ve kardeşlerinin kendisine yaptıkları zulmü bizim Peygamberimız'e (sallallahü aleyhi ve sellem) anlatmasını, kendi kavminin de kendisine zulmettiğini görünce, teselli, bulması için olduğunu söyleyenler de vardır.

7 ﴿