2"Görmekte olduğunuz gökleri direksiz olarak yükselten, sonra Arş'a istiva eden, güneşi ve ayı emrine boyun eğdiren Allah'tır. İkisi de belli bir müddet için hareket etmektedir. O, Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanmanız için her işi yerk yerinde düzenleyip âyetleri açıklamaktadır." A- "Görmekte olduğunuz gökleri direksiz olarak yükselten, sonra Arş'a istiva eden, güneşi ve ayı emrine boyun eğdiren Allah'tır." Görmekte olduğunuz gökleri yüksek olarak yaratan, demektir. Bu da, "Fiil büyük yapan, sivrisineği de küçük yapan Rabbimi tenzih ederim!" kabilindendir. Yoksa göklerî önce yarattı, sonra onları yükseltti, anlamında değildir. Allah'ın (celle celâlühü), Arş'a istiva etmesi, korumak ve tedbir ile ona hâkim olması, demektir. Yahut O'nun emri Arş'a hâkim olmuştur. Hanefî âlimlerine göre, Arş'a istiva, Allah'ın (celle celâlühü) keyfîyetsiz bir sıfatıdır. Arş'a istiva, hangi mânaya göre olursa olsun, ondan murat, Arş'ı icat etmeye ve yaratmaya yönelmesi demek değildir. Allah'ın, güneşi ve ayı emrine boyun eğdirmesi, onlardan istediği hareketlerde Kendisine zeki ve itâatli kılması demektir. B- "İkisi de belli bir müddet için hareket etmektedir." Güneş de, ay da, İlâhî iradenin gereği olarak, devirlerini tamamladıkları belli müddet için, güneş bir senede devrini tamamlamak üzere, ay da bir ayda devrini tamamlamak üzere hareket etmektedir. Her birinin belli bir yörüngesi vardır. Yahut her ikisi de, hareketlerinin sona ereceği bir vakte değin hareket edecekler ve kendilerinden istenen bütün enerjiyi kuvveden fiile çıkaracaklardır. Yahut her ikisi de, bir gayeyi tamamlamak üzere hareket etmektedirler. C- "O, Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanmanız için her işi yerli yerinde düzenleyip âyetleri açıklamaktadır." Allah (celle celâlühü), gökleri yükseltmek, istiva ve boyun eğdirme gibi hususlarda bütün yaratılmışların işlerini, yahut melekler âlemi ile ilâhî âlemin işlerini, hikmet ve maslahatın gereğine uygun olarak yerk yerinde düzenleyip sonsuz kudretine ve yüksek hikmetine delâlet eden âyetlerini açıklamakta, onları mufassal olarak getirmektedir. Bu âyetler, zikredilen acayip fiiller ile ondan sonra gelen o yavaş, yavaş oluşan kozmik hâdiselerdir ki, bunlar dünyada tedbir ve takdirin gereği olan acayip sonuçları meydana getirirler. İşte Rabbiniz bütün bunları, müşahede edip tafsilatına muttak olduğunuzda, ceza ve mükâfat için Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanmanız için yapmıştır. Zira bunları hakkıyla tefekkür eden kimse, kesin olarak inanır ki bu hârikalıkları baştan yaratmaya muktedir olan bir kuvvet, her şeye kaadırdır ve bu sağlam tedbirlerin, mutlaka ulaşılması gereken akıbetleri ve gayeleri vardır ve bu akıbetler ve gayeler, Peygamberlerin lisanıyla, mükelleflerin ımtihan edilmeleri, sonra amellerine göre karşılık görmeleri olarak anlatikmiştir. O halde uhrevî ecza ve mükâfata kesin olarak inanmak gerekir. |
﴾ 2 ﴿