18"Rablerinin emrine icabet edenler için en güzel mükâfat vardır. Ona icabet etmeyenlere gelince, eğer yeryüzündeki şeylerin hepsi ile bunun yanında bir misli daha kendilerinin olsa, kurtulmak için mutlaka onu feda ederlerdi. İşte onlar yok mu, hesabın kötüsü onlarındır. Varacakları yer de cehennemdir. Ne kötü yatak!" A- "- Rablerinin emrine icabet edenler için, en güzel mükâfat vardır." Hak ile bâtılın mevcut halleri ile akıbetleri beyan edildikten sonra, burada da, teşvik ve uyarı olarak daveti ikmal etmek üzere hak ile bâtıl mensuplarının akıbetleri beyan edilmektedir. Yüce Rabbimizin hakka dâvetleri pek çeşitlidir. Bu davetlerin en etkiksı de, bu gibi misaller verilerek yapılan davettir. Çünkü bu davet seldi, anlayışsız kalplerin, hakikatleri anlamasına daha güzel vasıta olmakta ve serkeş nefislere boyun eğdirmek için de en güçlü vesile olmaktadır. Nasıl böyle olmasın ki, bu temsiller, aklî olan şeyleri, hissî (hissedilen) varlıklarla tasvir etmek ve uzak mânâları ünsiyet halinde göstermekten ibarettir. O halde hangi davet icabete ve kabule bundan daha uygun olabilir?. Âyetteki güzel mükâfattan kastedilen cennettir. B- "- Ona icabet etmeyenlere gelince, eğer yeryüzündeki şeylerin hepsi ile bunun yanında bir misli daha kendilerinin olsa, kurtulmak için mudaka onu feda ederlerdi." Yani Rablerinin emrine icabet etmeyip apaçık hakka karşı inat edenlere gelince, eğer yeryüzündeki malların bütün çeşitleri, dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, hepsi onun olsa, yahut dünya tarihi boyunca yeryüzünde elde edilmiş malların hepsi onun olsa ve onun yanında bir misli daha olsa, maruz kalacakları azaptan kurtulmak için mutlaka onu feda ederlerdi. Bu kelâm, onları bekleyen azabın, hiçbir ifade ile anlatılamayacak kadar korkunç olduğunu bildirmektedir. C- "- İşte onlar yok mu, hesabın kötüsü onlarındır. Varacakları yer de cehennemdir. Ne kötü yatak!" Burada cehennem kelimesinin sarih olarak zikredilmiş olması, bundan önce onun karşıtı olarak zikredilen güzel mükâfatın da cennet olduğunu teyit etmektedir. |
﴾ 18 ﴿