11

"Peygamberleri onlara dedi ki:

Evet, biz sizin gibi insandan başka bir şey değiliz. Fakat Allah, kullarından dilediğine lütfeder. Allah'ın izni olmadan bizim size bir hüccet getirmemiz elimizden gelmez. Mü'minler ancak Allah'a tevekkül etsinler!"

A- "- Peygamberleri onlara dedi kı:

Evet, biz sizin gibi insandan başka bir şey değiliz. Fakat Allah, kullarından dilediğine lütfeder."

Peygamberler (aleyhisselâm), ilk sözlerinde onlara yakınlık hissettirmek için bu sözü söylemişler. Bu kelâm, onlara tahsis edilmiş, çünkü onların ilzamı kastedilmektedir. Daha önce geçen Allah (celle celâlühü) hakkındaki şüphe ise, umumîdir. Ancak onun da akabinde gelen kelâm yine hususîdir.

Evet, sızın dediğiniz gibi, biz de, ancak sizin gibi beşeriz; fakat Allah (celle celâlühü), kullarından dilediğine peygamberlik lütfeder; bu, Allah'ın özel bir ihsanıdır; onu gerektiren bir sebep okmaksızm, sırf ihsan ve keremiyle dilediğine verir.

Peygamberler bunu tevazu olarak ve nefislerini sindirmek için söylemişlerdir.

Yahut biz, meleklerden değiliz, fakat suret olarak, sizin gibi beşeriz ve beşer emsine dahıkz. Fakat Allah (celle celâlühü) dilediğine fazilet, kemal ve istidat bahşeder. O'nun dilemesi de, ancak, o peygamberlerin liyakatini bildiği içindir, işte peygamberlik seçimini mihverini oluşturan da, ancak o fazilet, kemal ve istidattır.

B- "- Allah'ın izni olmadan bizim size bir hüccet getirmemiz elimizden gelmez."

Allah'ın (celle celâlühü) izni olmadan, sizin istediğiniz apaçık delil şöyle dursun, hiçbir delil getirmek bile hızım için mümkün değildir. Zira bu, O'nun yüce iradesine bağlı bir iştir.

C- "Mü'minler ancak Allah'a tevekkül etsinler!"

Bu, peygamberlerin, mü'minlere tevekkül emridir. Onların bundan maksatları, mü'minleri kaçınılmaz olan tevekküle sevk etmektir. Nitekim bundan sonraki âyet de bunu ifade etmektedir.

11 ﴿