4"O, insanı bir damla sudan yaratmıştır. Böyle iken insan, Rabbine apaçık bir hasım kesilmiştir." Bundan önceki âyette, yaratılmışların tafsilatlarına şâmil olan Allah'ın küllî yaratmasına dikkat çekildikten sonra burada da, bu külk yaratıştaki yaratılmışların sayımına başlanmakta ve hepsinin başında da insanla ilgili olan bir fiil bulunmaktadır. Allah (celle celâlühü) ilk insanı değil, insan nevini; hissi ve hareketi olmayan, seyyal olup şekil ve vaziyet muhafaza edemeyen bir damla sudan yaratmıştır. Böyle iken insan yaratıldıktan sonra, Rabbine karşı hüccet beyan eden bir mücadeleci, bir savunucu oluvermiştir. Bu mânâ, minnet makamına daha münasiptir. Allah (celle celâlühü) bu şekilde kendi kudretine ve birliğine delil getirme gücünü ihsan etmekle, minnet etmektedir. Yahut insan, Yaratanını inkâr eden bir hasım oluvermiş ve: "Kemikler çürümüşken onlara kim hayat verecek?" (Yâsîn 36/78) demektedir. Bu mânâ, kâfirlerin fiillerini saymak makamına daha münasiptir. Rivâyet olunur ki, Ubey b. Halef el-Cümehî, elinde çürümüş bir kemik olduğu halde Peygamberimiz'in (sallallahü aleyhi ve sellem) yanına gelip: "Ey Muhammed! Bu kemik böyle çürüdükten sonra Allah'ın buna hayat vereceğini mi söylüyorsun?" demiş. İşte o zaman bu âyet nazil olmuştur. |
﴾ 4 ﴿