28"Melekler, kendilerine zulmedici olarak canlarını alacakları sırada, biz hiçbir kötülük yapmıyorduk, diyerek barış önerecekler. Onlara şöyle denilecek: Hayır! Sizin yaptığınız şeyleri elbette ki Allah çok iyi bilendir. " A- " Melekler, kendilerine zulmedici olarak canlarını alacakları sırada, biz hiçbir kötülük yapmıyorduk, diyerek barış önerecekler." Bu kelâm, o rezillik ve azabı, ölüme kadar küfrü devam edenlere tahsis etmektedir. Ömrünün sonunda da olsa, içlerinden îman edenlerse bu hükmün dışındadır. Onlar öyle kimselerdir ki, meleklerin canlarını almaya geldikleri zamânâ kadar küfürlerini sürdüreceklerdir. Bunlar kendi nefislerine zulmedici olarak vasıflandırılmışlardır. Çünkü onların küfürleri kendi kendilerine zulümdür, hem de nasıl bir zulüm. Nitekim onlar küfürleri sebebiyle kendi nefislerini ebedî azaba maruz bırakmışlar ve Allah'ın verdiği fıtratı değiştirmişlerdir. Nihayet melekler onların bu halde canını alırken, onlar barış teklif edecekler, düşmanlığı terk edecekler ve dünyada sürdürdükleri kibri ve çetin inadı terkedip, biz dünyada hiçbir kötülük yapmıyorduk, şirk beslemiyorduk, deyip inkarlarını reddeceklerdir. Bu onların En'âm sûresi 23. âyette belirtilen "Rabbimiz, Allah'a ant olsun ki, biz müşrikler değildik" sözleri gibidir. Onların kendi şirklerini kötülük olarak ifade etmeleri, onun kötülük olduğunu itiraf anlamına gelir. Yoksa bunu kendilerinden sâdır olduğunu itiraf etmekle beraber şirkin kötü olduğunu inkâr anlamında değildir. "Biz hiçbir kötülük yapmıyorduk" ifadesi, barışın tefsiri de olabilir. Buna göre barıştan murat, ona delâlet eden kelâm demektir. Her iki takdirde bu cümle 27. âyetteki "Ortaklarım nerede?" sorusuna cevaptır. Nitekim En'âm sûresinde de böyledir. Yoksa bu cümle, maruz kaldıkları rezillik ve azaba müstehak olmadıkları iddiasıyla kendilerine ilim verilmişlerin sözlerine cevap değildir. B- "Onlara şöyle denilecek: Hayır! Sizin yaptığınız şeyleri elbette ki Allah çok iyi bilendir." Kendilerine ilim verilmiş olan kimseler, onların bu iddialarını reddetmek ve nefyettiklerini ispat etmek üzere diyecekler ki, Hayır siz yaptıklarınızı yapınız; Allah (celle celâlühü) sizin yaptığınız şeyleri gayet iyi bilendir; işte şimdi sizi onlardan dolayı cezalandıracağı zamandır. |
﴾ 28 ﴿