43

"Ey Resûlüm! Senden önce de kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını peygamber olarak göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, bilgi sahiplerine sorun."

A- " Ey Resûlüm! Senden önce de kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını peygamber olarak göndermedik."

Bu âyet, Kureyş'in iddiasını reddetmektedir. Nitekim onlar, "Allah, insanlardan elçisi olmayacak kadar yücedir" demişlerdi. Onların, "Allah dileseydi, biz O'ndan başka hiçbir şeye tapmazdık" (âyet 35) sözlerinin dayanağı da bu idi.

Yani İlâhî hikmetin gereği olarak ilâhî sünnet şöyle cereyan etmektedir: Allah (celle celâlühü) kamunun daveti için birtakım insanlar gönderir; insanlara tebliğ etmeleri için bu mümtaz kişilere melek vasıtasıyla emirlerini ve yasaklarını vahyeder.

B- "Eğer bilmiyorsanız, bilgi sahiplerine sorun."

Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) yapılan hitaptan maksat, hitabın içeriğine kâfirlerin dikkatini çekmek olduğundan, burada hitap, kâfirlere yöneltilmiştir. Yani eğer siz bilmiyorsanız, Kitap ehline, yahut târih âlimlerine, yahut ilim ve tahkik ehli olarak bilinen herkese sorun ki, bu hakikatleri size anlatsınlar.

Bu âyet delâlet ediyor ki, Allah (celle celâlühü) kamunun daveti için hiçbir zaman melek göndermemiştir. "Melekleri elçiler kılan Allah..." (Fâtır 35/1) âyetinin mânâsı ise, melekleri meleklere, yahut peygamberlere elçi kılmıştır, demektir. Yine bu âyet delâlet ediyor ki, Allah (celle celâlühü) bir kadını ve bir çocuğu da peygamber olarak göndermemiştir, İsa'nın henüz beşikte iken, nebi peygamber olması ise, buna ters düşmez; çünkü nebi, resulden daha kapsamlı bir mânâ ifade etmektedir. (Resul, ayrı bir Kitabı ve şeriatı olan peygamberdir. Nebi ise, ayrı bir Kitabı ve şeriatı olmayıp, kendisinden önceki diğer bir peygamberin Kitabı ve şeriatı ile hükmedebilir.)

Yine bu âyet işaret ediyor ki, bilinmeyen konularda âlimlere başvurmak zorunludur.

43 ﴿