61"Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden acilen cezalandıracak olsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları belirli bir vakte değin ertelemektedir. Ecelleri gelince de, ne bir saat geri kalırlar, ne de ilen gidebilirler." A- " Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden acilen cezalandıracak olsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı." Allah (celle celâlühü), kâfirleri; küfürleri, günahları ve ezcümle onların sayılan çirkinlikleri yüzünden acilen cezalandırmaya kalksaydı, yeryüzünde hiç bir canlı kalmaması gerekirdi; zâlimlerim, zulümlerinin uğursuzluğuyla hepsini tamamen helâk etmesi icap ederdi. Bu kelâm, "Zaten Azîz ve Hakîm ancak O'dur" cümlesinin sarih ifadesi olup, onların işledikleri çirkinliklerin son haddine vardığını bildirmektedir. Diğer bir âyette ise: "Bir de öyle bir fitneden sakının ki, o, içinizden yalnız zulmedenlere erişmekle kalmaz" (Enfâl 8/25) denilmektedir. Ebû Hüreyre bir adamın "Şüphesiz zâlim, ancak kendi nefsine zarar verir" dediğini duyunca, şöyle demiştir: "Llayir! Vallahi, zâlimin zukmü yüzünden toy kuşu bile yuvasında ölür." Demiştir. İbn-i Mes’ûd da şöyle demiştir: "İnsan oğlunun günahından dolayı, yahut zâlim bir hayvan yüzünden, pislik böceği bile deliğinde ölebilir. " Eskiler derler ki: "Babalar, yok ederse, çocuklar yaşamaz." Ve dünyada insanlar, zulümleri sebebiyle helâk olsalar, dünyada başka canlıların da kalmaması lâzım gelir; çünkü hayvanlar, insanların faydaları için yaratılmışlardır. Nitekim bir âyette, "O Allah ki, yeryüzünde olanların hepsini sizin için yaratmıştır." (Bakara 2/29) denilmektedir. B- " Fakat onları belirli bir vakte değin ertelemektedir. Ecelleri gelince de, ne bir saat geri kalırlar, ne de ileri gidebilirler." Allah (celle celâlühü) insanları, işledikleri yüzünden hemen cezalandırmaz; onları ömürleri için, yahut azapları için belli bir vakte kadar erteliyor ki, üresinler ve azapları daha da ağırlaşsın. Ama belirlenmiş süreleri gelince, ne bir saat geri kalırlar, ne de ileri gidebilirler. Süre geldiğinde ondan ileri gitmek (o süreden geride kalmak) tasavvur edilemediği halde bunun zikredilmesi, süreden geri kalmanın imkânsız şeylerden olduğunu bildirmek konusunda, mânâyı daha kuvvetli olarak ifade etmek içindir. Bu, "Yoksa kötülükleri yapıp yapıp da içlerinden birine ölüm gelip çatınca, Ben şimdi tevbe ettim, diyenler ile kâfk olarak ölenler için kabul edilecek tevbe yoktur." (Nisa 4/18) meâlindeki âyet kabilindendir. Zira kâfir olarak ölen bir kimse hiç tevbesi olamayacağı halde tevbeleri kabul edilmeyenler zümresinden sayılmıştır. Bu, ikisinin de bu konuda eşit olduklarını bildirmek içindir. Bunun tefsiri Yûnus sûresinde tafsilatlı olarak geçmişti. |
﴾ 61 ﴿