8"Zekeriyya dedi ki: Rabbim! Karım bir kısır, ben de ihtiyarlığın son derecesine varmış iken, benim nasıl bir oğlum olabilir?" Allah'ın (celle celâlühü) Hazret-i Zekeriyyâ'ya hitabı, melek vasıtasıyla eriştiği halde Zekeriyya'nın (aleyhisselâm) Bizzat Allah'a seslenmesi, ziyadesiyle yalvarış, yakarış, tamamıyla Allah'a yönelmede gayret harcamak için ve onun, meleke hitap etmesinin, Allah'ın (celle celâlühü) onun halini bilmesinin melek aracılığına tevakkuf ettiği vehmini doğurmasından sakınmak içindir. Nitekim beşerin, Allah'tan sâdır olan fiilleri bilmesi, her zaman melek aracılığına tevakkuf etmektedir. Yani benim karım, baştan beri kısır olup kendi gençliği ile benim gençliğimde çocuk doğurmadığı halde, şimdi, ihtiyarlığımdan dolayı mafsallarım, kemiklerim kurumuş olduğu ve karım da, bir kocakarı olduğu halde benim nasıl bir oğlum olabilir? Burada, Âl-i İmrân sûresindekinin aksine, Hazret-i Zekeriyya, önce kendi karısının hâlini anlatmış, çünkü kendi hali, duası içinde zikredilmiştir. Burada daha önce zikredilene tamamlayıcı olarak zikredilen, ihtiyarlığın en uzak mertebesine erişmesidir. Anılan sûrede ise, duasında kendi halini anlatmamaktadır. İşte onun için orada kendi hâlini, karısının hâlinden önce anlatmaktadır. Çünkü kendi halinin kusurlu olduğunu hemen anlatması daha münasip olmaktadır. Hazret-i Zekeriyya, daha önce, kendisine bir oğlan vermesi için Allah'a (celle celâlühü) duâ ettiği halde ve özellikle Âl-i İmrân sûresinde zikredilen kanıtları gördükten sonra Allah'ın (celle celâlühü) buna muktedir olduğu noktasındaki kesin îmanı daha da kuvvetlendiği halde bu kelâmı söylemesi, Allah'ın kudretini tazim etmek, ona taaccübünü ifade etmek ve o'nun bu büyük nimetini pek önemsediğini bildirmek içindir. Zira bu sözleriyle, normal şartlara göre imkânsız olduğu halde bunun doğrudan Allah'ın lûtfu kereminden olduğunu açıklamaktadır, Yoksa Hazret-i Zekeriyya'nın bu sözleri, çocuğunun olmasını uzak görmek anlamında değildir. Diğer bir görüşe göre ise, Hazret-i Zekeriyyâ'nın bunu söylemesi, aldığı cevabın, mü’minlerin kesin îmanını arttırması ve bâtılcıların da, bâtıllarından vazgeçmesi içindir. Bir diğer görüşe göre ise, sözleri, bunu uzak görmek anlamında idi. Nitekim duâ de bu müjde arasında altmış sene geçmişti ve böyle duâ ettiğini de unutmuştu. Ancak bu görüş, isabetten uzaktır. |
﴾ 8 ﴿