25

"O gün Allah, onlara hak olan cezalarını tastamam verecektir. Şüphesiz onlar da, Allah'ın her şeyi apaçık bildiren hakkın tâ kendisi olduğunu anlayacaklardır."

A- "O gün Allah, onlara hak olan cezalarını tastamam verecektir."

Yani onların organlarının, o çirkin amellerine şâhitlik edeceği gün, Allah onların sâbıt ve mutlaka gerçeklestirilmesi gereken cezalarını tastamam ve verecektir.

B- "Şüphesiz onlar da, Allah'ın her şeyi apaçık bildiren hakkın tâ kendisi olduğunu anlayacaklardır."

Yani onlar da, Kur’ân-ı Kerîm'de belirtildiği veçhile o korkunç halleri ve dehşeti müşahede ettikleri zaman, Allah'ın (celle celâlühü), zâtının, sıfatlarınının, fiillerinin ve ezcümle onların gördükleri ve haklarında organlarının konuş umulduğu şeyleri de olduğu gibi apaçık bildiren tam kelimelerinin zorunlu olarak hak ve sabit olduğunu anlayacaklardır.

Âyetin metnindeki "Mübîn" kelimesi, eşyayı olduğu gibi bildiren demektir, Yahut hak olduğu apaçık olan demektir. Bu kelimenin, Allah'ın (celle celâlühü) ilâhhğının apaçık olduğu, başkasının ilâhlıkta O'na ortak olmadığı ve başkasının mükâfat ve cezaya muktedir olmadığı şeklinde tefsir edilmesinin, bu makam ile pek münasebeti yoktur. Nitekim mezkûr hak kelimesınin de, apaçık hak sahibi, adaleti gayet açık âdil şeklinde tefsir edilmesinin de, bu makam ile pek ilgisi yoktur.

Eğer sen şanlı kitabımız Kur’ân-ı Kerim'de, azgın, zorba ve inatçı bütün kâfirler hakkında vârid olan tehdit âyetlerinin hepsini incelersen, çeşitli tehditler ve teşditlerle dolu bu tahkir edici âyetlerin fevkinde bir şeyi bulamazsın. Bu, Peygamberimizin yüce şan ve şerefini ve Hazret-i Âişe El-Sıddiyka'nın (radıyallahü anha) iffet ve nezahetini göstermekten başka bir şey değildir.

25 ﴿