29

"Özel mesken olmayıp faydalanma hakkınız bulunan binalara izinsiz olarak girmenizde her hangi bir sakınca yoktur. Zaten Allah, sizin açığa vurduklarınızı da, gizlediklerinizi de bilir."

A- "Özel mesken olmayıp faydalanma hakkınız bulunan binalara izinsiz olarak girmenizde her hangi bir sakınca yoktur."

Yani yalnız özel bir topluluğun meskeni olarak kullanılmayan, fakat kim olursa olsun, mecbur kalan herkesin kendine mesken edinmeden geçici olarak faydalandığı kervansaraylar, tekkeler, hanlar, hamamlar, umumî dükkânlar ve benzerleri gibi, sıcaktan, soğuktan korunmak, eşyayı, yükleri indirmek, alış-veriş yapmak, yıkanmak ve o binaların ve müşterilerinin durumuna uygun olan başka işlerin de yapıldığı mekânlara, daha önceki müşterilerinden, idarecilerinden, işletmecilerinden ve sahiplerinden İzin almaksızın girmenizde her hangi bir sakınca yoktur. Zira bu mekânlar, kamu işleri, umumun yararlanması için yapılmıştır.

Rivâyet olunuyor ki, Hazret-i Ebû Bekir (radıyallahü anh) "Ya Resûlallah! Biz ticaret için dolaşıyoruz ve hanlara iniyoruz. Şimdi biz, izinsiz olarak oralara girmeyecek miyiz?" diye sordu. İşte bunun üzerine bu âyet nazil oldu.

Diğer bir görüşe göre ise, izinsiz girilebilen bu mekânlar, def-i hacetin yapıldığı harabelerdir. Ve âyetteki "Meta" da, def-i hacettir. Ancak zahire göre, bu da, "evler" kapsamına dahildir; yoksa yalnız bu murat değildir.

B- "Zaten Allah, sizin açığa vurduklarınızı da, gizlediklerinizi de bilir."

Bu kelâm, anılan yerlerden birine, bir kötülük veya kadınların mahremiyetlerine muttak olmak için giren için ağır bir tehdit ifade etmektedir.

29 ﴿