4"Kâfir olanlar: "Bu Kur’ân Muhammed'in uydurduğu yalandan başka bir şey değildir. Başka bir zümre de bu hususta ona yardım etmiştir" dediler. İşte onlar böylece, korkunç bir zulmle ve yalana başvurmuşlardır." A- "Kâfir olanlar: "Bu Kur’ân Muhammed'in uydurduğu yalandan başka bir şey değildir. Başka bir zümre de bu hususta ona yardım etmiştir" dediler." Burada, Kur’ân ve Peygamberimiz hakkındaki bâtıl inançları birlikte anlatılmakta ve bu inançları çürütülmektedir. Bunu söyleyen, kâfirler, ya Nadr b. Haris, Abdullah b. Ümeyye, Nevfel b. Huveylîd ve adamları gibi küfür ve azgınlıkta aşın olanlarıdır. Kelbî ile Mukatil'den rivâyet olunduğuna göre, bunu söyleyen, Nadr b. Hâris'tir. Çoğul kipinin kullanılması ise, diğerlerinin de ona iştirak etmesinden dolayıdır. Yahut da bunu söyleyenler, bütün müşriklerdir. Bunu söyleyenler demek istiyorlar ki; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), kendisi, -hâşâ-Kur’ân'ı uydurmuş ve Yahudiler de, ona yardım etmişler. Onların bâtıl iddiasına göre, Yahudiler, eski ümmetlerin haberlerini Peygamberimize anlatmışlar ve o da, bunları kendi sözleriyle ifâde etmiştir. Diğer bir görüşe göre ise, onların bu çirkin iddiasına göre, Peygamberimize, yardım eden, Cibr ve Yesâr adlarında iki zatmış. Bu iki zât, Mekke'de kike yapmakla uğraşıyorlar ve Tevrat ile incil okuyorlardı. Bir diğer görüşe göre ise, kastedilen yardımcı Abis adındaki zât idi. Bu konunun tafsilatı Nahl sûresinde geçti. B- "İşte onlar böylece korkunç bir zulmle ve yalana başvurmuşlardır." Yani onlar, bu söyledikleriyle pek korkunç ve kavranması imkânsız bir zulme baş vurmuşlar. Nitekim onlar, ne önünden, ne de arkasından bâtılın yaklaşamadığı katıksız hakkı, beşer tarafından uydurulmuş bir yalan saymışlar. Halbuki Kur’ân, hârika nazmı ve üstün tarzı itibarıyla öyle bir mükemmeliyettedir ki, bütün insanlar ve cinler, onunla yarışmak için bir araya gelseler, onun bir âyetini bile meydana getirmekten âciz kalırlar. Yine Kur’ân, gizli hikmetleri ve iki cihan saadetini temin eden hükümleri ve gaip işleri içermesi itibarıyla da, beşer aklının erişemediği ve anlamakta bütün güç ve kudretlerin yetersiz kaldığı yüksek bir mertebededir. Keza, onlar, bu iddialarıyla, son derece büyük bir yalana baş vurmuşlardır. Nitekim Peygamberimizin tamamen uzak ve ilgisiz olduğu bir şeyi ona isnat etmişlerdir. |
﴾ 4 ﴿