NEML SÛRESİBu sûre, Mekke'de nazil olmuştur, 93 veya 94 âyettir. 1"Tâ. Sin. İşte bu, bu Kur’ân'ın ve bu açıklayıcı (apaçık) kitabın âyetleridir" Tâ. Sîn, hakkında söylenecek kelâm, daha önce sûrelerin başlarındaki harfler için söylenen kelâmın aynıdır. Eğer en zahir ve meşhur görüş olduğu üzere Tâ. Sîn, bu sûrenin adı ise, bu sûre, Tâ. Sîn süresidir, demektir. "İşte bu" işareti, bu sûrenin kendisini göstermektedir. Zira adının zikredilme siyle malûm olan odur. Bu işaret, âyetleri göstermemektedir; çünkü âyetler kelimesi sarih olarak zikredilmemiştir. Burada Kur’ân, Kur’ân'ın tamamı demektir. Yahut bu sûre, nâzıl olduğunda o zamânâ değin nazil olmuş Kur’ân'ın kısımlarının tamamı demektir. Nitekim Bakara sûresinin başında da zikredildi. Yani bu sûre, şânı yüce Kur’ân'ın âyetleridir; onun bir kısmıdır, bir özel isim ile ifâde edilen müstakil bir parçasıdır. Kur’ân'ın açıklayıcı olması, içerdiği hikmetleri, hükümleri, âhiret hallerini ve ezcümle mükâfat ve azabı açıklamasıdır. Yahut rüşd ile azgınlık yollarını açıklamasıdır. Yahut hak ile bâtılı ve helâl ile haramı ayırtmasıdır. Yahut icazı apaçık demektir. Allah Tâ. Sîn sûresini, Kur’ân olarak vasıflandırmakla onun yüce şânını tazim buyurmuştur. Zira bu vasıflandırma, onun kendi türünde hârika ve mucize nazmiyla mümtaz olduğunu bildirmektedir. Nitekim bir âyette şöyle denilmektedir: "Pürüzsüz Arapça bir Kur’ân..." yine anılan sûre kitap olarak da vasıflandırdmıştır ki, bu vasıflandırma da, onun, ilâhî kitapların kemal sıfatlarına şamil olduğunu bildirmektedir. Bu itibarla sanki kitabın tamamıdır. Kur’ân olma vasfının önce zikredilmesi, Kur’ân olma hailinin, kitap olma halinden önce olması itibarıyladır. Her sûresinde bunun aksi olması ise, orada zikredilen gerekçeye göredir. Bir görüşe göre, burada kitap, Levh-i Mahfuz demektir. Onun açıklayıcı olması da, olacak her şeyin onda yazılmış olması demektir. Ancak âyetlerin Kur’ân'a izafe edilmiş olması, bu görüşe müsait değildir. Zira Levh-ı Mahfuz'un bu âyetlere şamil olması ve hidâyet ve müjde vasıflarına sahip olması bilinen bir şey değildir. Çünkü hidâyet ve müjde olması, açıklaması itibarıyladır. Şu halde açıklama, insanlara ve ezcümle mü’minlere göre olmakdır; Levh-i Mahfuz'a bakanlara göre değil. |
﴾ 1 ﴿