4

"Âhirete inanmayanlar yok mu, biz onların işlerini kendilerine süslü göstermişizdir; bu yüzden bocalar, dururlar."

A- "Âhirete inanmayanla yok mu, biz onların işlerini kendilerine süslü göstermişizdir."

Bundan önce mü’minlerin halleri beyan edildikten sonra burada da kâfirlerin halleri beyan edilmektedir.

Yani Kur’ân'da belirtildiği veçhile âhirete ve onda, sâlih amellerden dolayı mükâfatlar ve kötü amellerden dolayı da azap verileceğine inanmayanlar yok mu, biz, onların kötü işlerini kendilerine süslü göstermişizdir. Nitekim biz tabiatlarını bu işlere iştahlı ve bu işleri nefis için cazip kılmışızdır. Nitekim Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) bir hadislerinde buyurur ki: "Cehennem, şehvetlerle kuşatılmıştır."

Yahut biz, onlara güzel amellerin dünyadaki güzelliklerini ve âhiretteki çeşidi faydalarını beyan etmek suretiyle o amelleri kendilerine süslü göstermişizdir. Buna göre, amellerin onlara izafe edilmesi, onların bu amellere memur olmaları ve o amellerin, kendilerine vacip olmaları itibarıyladır.

B- "Bu yüzden bocalar, dururlar."

Yani onlar inanmadıkları için her zaman hayret ve şaşkınlık içinde bu işlerle meşgul olup onlara tamamıyla dalarlar; onların fayda ve zararlarını hiç düşünmezler.

Yahut onlar, dalâlet ve sapkınlıkta bocalar dururlar. Bu kelâm, onların son derece azgın ve kibirli olduklarını ve işleri tersine çevirdiklerini bildirmektedir.

4 ﴿