6

"Ey Resûlüm! Hiç şüphe yok ki, bu Kur’ân, en büyük hakim ve habîr olan Allah tarafından sana verilmektedir."

Bundan önce Kur’ân-ı Kerîm'in bazı şanları beyan edildikten sonra bu kelâm da, bundan sonra gelecek kıssalara hazırlık olmak üzere zikredilmiştir.

Hakim ve habîr vasıflarının tazim edilmiş olmaları, Kur’ân'ın şânını tazim etmek ve Peygamberimizin (sallallahü aleyhi ve sellem), Kur’âni bilmesindeki ve büyük, küçük bütün mânâlarını ihata etmesindeki mertebesinin yükseldiğini sarahatle ifâde etmek, içindir. Zira ilimleri ve hikmetleri böyle bir hakim ve alimden telakki eden bir kimse, sağlam ilim ve hikmetin sembolü olur.

Ilım de, hikmet mânâsının kapsamına dâhil olduğu halde ikisinin (hakim, alim) zikredilmesi, ilmin genel bir mânâ ifâde etmesi, hikmetin ise, bir işi hakkıyla yapmak mânâsına delâlet etmesi itibarıyladır. Bir de, şu hakikati zımnen bildirmek içindir: Kur’ân'daki ilimlerin bir kısmı itikadî konular ile hükümler gibi hikmet kabiliendir; bir kısmı da, kıssalar ve gaybî haberler gibi böyle olmayan bölümleridir.

6 ﴿