23"Ben muhakkak, bir kadın gördüm; o, Sebe halkına hükmediyor. Kendisine her şey verilmiş ve muazzam bir tahtı vardır." A- "Ben muhakkak, bir kadın gördüm; o, Sebe hakana hükmediyor." Bu kelâmla, Hüdhüd, getirdiği haberi beyan ediyor ve icmâk anlatımdan sonra tafsilatına başlıyor. Sebe halkına hükmeden, Belkıs binti Şerahîl b. Mâlik b. Reyyan idi. Onun babası, bütün Yemen toprağına hükmediyordu; bu hükümdarlık, kırk babadan beri kendi sülalesinde bulunuyordu. Belkıs tan başka evladı da yoktu. Kendisinden sonra kızı Belkıs, hükümdarlığa geçti ve halkı kendisine itaat etti. Belkıs ile kavmi Mecûsî olup güneşe tapıyorlardı. B- "Kendisine her şey verilmiş ve muazzam bir tahtı vardır." Yani hükümdarların muhtaç oldukları her şey kendisine verilmişti ve otuz arşın genişliğinde ve otuz arşın yüksekliğinde, Diğer bir görüşe göre de seksen arşın genışliğinde ve yüksekliğinde mücevherlerle süslü altın ve gümüşten muazzam bir tahtı vardı, dahimin ayakları da kırmızı ve yeşil yakuttan ve inci ve zümrütten idi. Tahtın üstünde de yedi oda vardı. Her odanın da kiktlı bir kapısı vardı. Hüdhüd, Hazret-i Süleyman'ın eşsiz hükümdarlığım gördüğü halde Belkıs'ın tahtını muazzam olarak görmesi, ya Belkıs'ın haline göre idi, yahut emsali hükümdarlara göre idi. Bununla beraber Hazret-i Süleyman'ın böyle bir tahtı olmayabilir. Hangi izaha göre olursa olsun, Hazret-i Süleyman'ın huzurunda onun tahtını anlatması, daha önce belirtildiği gibi kendisine kulak asmasını ve Belkıs'ı emri altına almak için oraya azimet etmesini teşvik etmek içindi, işte bundan dolayıdır ki, bunun akabinde onunla savaşmayı gerektiren kendisinin ve kavminin küfrünü beyan etmiştir. |
﴾ 23 ﴿