9

"Fir’avun'un karısı dedi ki: "Bana da, sana da göz aydınlığıdır. Onu öldürmeyin. Olur ki, bize faydası dokunur. Yahut onu evlat ediniriz." Halbuki onlar işin farkında değillerdi."

A- "Fir’avun’un karısı dedi ki: "Bana da, sana da göz aydınlığıdır. Onu öldürmeyin."

Yani Fir’avun'un karısı, Mûsa'yı sandıktan çıkarınca: "Bana da, sana da göz aydınlığıdır..." demişti. Zira ikisi de Mûsa'yı görür görmez, onu pek sevmişlerdi. Yahut Fir’avun’un kızının alaca hastalığı, onun tükrüğüyle şifa bulduğu için böyle demişti.

Bir hadiste şöyle vârid olmuştur: "Fir’avun, Âsiye'ye: "Sana göz aydınlığıdır; bana değil" demişti. Eğer: "Sana göz aydınlığı olduğu gibi, bana da göz aydınlığıdır" deseydi, Allah Asiye'yi hidâyete erdirdiği gibi, Fir’avun’u da hidâyete erdirirdi."

Âsîye'nin, Fir’avun'a: "Onu öldürmeyin" diye çoğul kipiyle hitap etmesi, onu tazim etmek içindir. Tâ ki, arzusunda ona yardımcı olsun.

B- "Olur ki, bize faydası dokunur."

Zira bu çocukta bereket ve necabet alâmetleri vardır. Zira Asiye, onda mezkûr alâmetleri görmüştü.

C- "Yahut onu evlat ediniriz."

Zira bu çocuk evlat edinilmeye pek uygundur.

D- "Halbuki onlar işin farkında değillerdi."

Yani onlar, firavun ailesi, onu sahipsiz bir çocuk olarak bulup aldı ki,

onlara bir düşman ve keder kaynağı olsun ve Fir’avun'un karısı da böyle şöyle dedi; Halbuki onlar, onu bulup almak, ondan fayda ummak ve kendisini evlat edinmek işlerinde yanılgı içinde ıdder.

9 ﴿