22

" Hakikî mü’minler ise, müttefik düşman ordularını gördüklerinde: "İşte Allah ve resulünün bize vaadettiklerü, Allah da, Resulü de doğru söylemiştir" dediler. Bu, ancak, onların îmanını ve Allah'a teslimiyetini arttırdı."

A- "Hakiki mü’minler ise, müttefik düşman ordularını gördüklerinde: "İşte Allah ve Resulünün bize vaadettikleri!"

Bundan önce, başkalarından sâdır olan haller anlatıldıktan sonra burada da, o kritik durumlarda ve çeşitli zanlarda bulunulduğu sırada muhlis mü’minlerin sergiledikleri şerefli davranış beyan edilmektedir. Yani gerçek mü’minler ise, müttefik, düşman ordularını, daha önce kendilerine anlatıldığı gibi görünce: "İşte bu vaziyet, yahut imtihan, Allah ve resulünün bize vaat ettikleridir. Onların bu vaatten maksadı, Allah'ın şu âyetteki vaadidir:" Ey mü’minler! Yoksa siz, sizden önce gelip geçen mü’minlerin başına gelenlerin sizinde başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mı sandınız?" yoksulluk ve sıkıntı onlara öylesine dokunmuş ve o kadar sarsılmışlardı ki, nihayet Peygamber ve beraberindeki mü’minler: Allah'ın yardımı ne zaman? dediler.

Dikkat edin Allah'ın yardımı yakındır."

Peygamberimiz de bu vaadi şöyle bildirmişti: "size karşı müttefik düşman ordularının toplanması, sizin durumunuzu ağırlaştıracaktır; fakat yine de onlara karşı nihaî zafer sizindir."

Yine, Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: "Müttefik düşman orduları, dokuz, on gece sonra size doğru yola çıkacaklardır."

B- "Allah da, Resulü de doğru söylemiştir." dediler.

Yani Allah'ın da, Resûlü'nün de doğru söyledikleri ortaya çıkmıştır. Yahut Allah da, Resulü de, imtihan konusunda doğru söyledikleri gibi, zafer ve mükâfat konusunda da doğru söylemişlerdir, dediler.

C- "Bu, ancak, onların îmanını ve Allah'a teslimiyetini arttırdı."

Yani muhlis mü’minlerin bu gördükleri, ancak, onların Allah'a ve vaatlerine olan îmanını ve Allah'ın emirlerine ve takdirlerine olan teslimiyetlerini arttırdı.

22 ﴿