3

"Hikmet dolu bu Kur’ân'a yemin ederim ki, hiç şüphesiz sen, gönderilmiş Peygamberlerdensin."

Bu kelâm, kâfirlerin, Peygamberimiz hakkındaki "sen gönderümış bir Peygamber değilsin!" şeklindeki inkârlarının reddidir. Allah'ın bu şahitliği, o kâfirlere cevap olarak söylenmiş olan "De ki: Sîzinle benim aramda şahit olarak Allah yeter." (Ra'd: 43) âyetiyle işaret edilen şahitlik cümlesindendir.

Kur’ân'ın, önce yemine tahsis edilmesi, sonra da "hakim hikmet dolu" vasfıyla vasıflandırılması, Kur’ân'ın yüce şânını teşhir etmek ve bir de şu hakikate dikkat çekmek içindir: Kur’ân, hârika hikmetleri içeren mucize nazmı hasebiyle Peygamberimizin, Allah tarafından gönderilmiş olduğuna şahitlik ettiği gibi, bu yemin cihetiyle de ona şahitlik etmektedir. Zira bir şeye yemin etmek, onu, yemin cümlesinin mefhumunun tahakkukuna şahit göstermek demek ve onun sübutunu takviye etmektir. Böylece bu yemin, ona şahit ve kesin delil olur.

3 ﴿