19"O halde ey Resûlüm! Bil ki, Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur. Kendinin de, erkek mü’minlerin de, kadın mü’minlerin de günahlarının bağışlanmasını dile! Allah, gezip dolaştığınız yeri de, son olarak duracağınız yeri de bilmektedir." A- "O halde ey Resûlüm! Bil ki, Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur. Kendinin de, erkek mü’minlerin de, kadın mü’minlerin de günahlarının bağışlanmasını dile!" Yani saadetin yegâne medarının tevhîd ile itaat olduğunu, bedbahtlığın medarının ise, şirk ve isyan olduğunu anladığına göre, artık sen, üzerinde bulunduğun vahdaniyet ilmi ile onun gereğince amel etmekten asla ayrılma. .. Peygamberimizin günahlarından murat, ondan sâdır olması muhtemel olan evlânın terkidir. Bunun günah olarak ifâde edilmesi, Peygamberimizin yüce makamına göredir. Buna nasıl hayır! Denilebilir ki, sâlih insanlara göre iyilik sayılan (günah olmayan) bazı hareketler, mukarrabîn (Allah çok yakın olan) zâtlar için hata telakki edilebilir. Bir de Peygamberimiz için bu emir (günahlarının bağışlanmasını dile), tevazu içinde olmak, nefsi sindirmek ve amelleri kifayetsiz saymak kabilinden de olabilir. Peygamberimizin, erkek ve kadın mü’minlerin günahlarının bağışlanmasını dilemesi, duâ ile olduğu gibi, günahlarının bağışlanmasını gerektiren hayırlı işlere teşvik buyurmasıyla da olabilir. B- "Allah, gezip dolaştığınız yeri de, son olarak duracağınız yeri de bilmektedir." Yani Allah, sizin dünyada mutlaka geçmeniz gereken aşamaları da bilir; âhirette son ikâmet yerinizi de bilir. Binâenaleyh Allah, ancak, her iki dünyanız için de hayırlı olanı size emreder. O halde siz de, size verilen emirlere uyamaya acele ediniz. Zîrâ her iki cihanda da sizin için en önemli olan budur. Diğer bir görüşe göre ise, yani Allah, sizin bütün hallerinizi bilir; hiçbir haliniz O'na gizli kalmaz. |
﴾ 19 ﴿