8"Hubük'lü (yörüngeli) göğe yemin olsun ki, siz kâfirler, hiç şüphesiz çelişkili sözler söylüyorsunuz. Döndürülen, ondan döndürülür". A- "Hubük'lü (yörüngeli) göğe yemin olsun ki, siz kâfirler, hiç şüphesiz çelişkili sözler söylüyorsunuz." İbn Abbâs (radıyallahü anh), Katâde ve İkrime diyorlar ki: "Yani düzgün ve kusursuz göğe yemin olsun." Said b. Cübeyr diyor ki: "Yani ziynetli (süslü) göğe yemin olsun." Mücâhid diyor ki.: "Yani yapısı sağlam, mükemmel olan göğe yemin olsun." Mukatil, Kelbî ve Dahhâk diyorlar ki: "Yani yolları olan göğe yemin olsun." Buna göre yollardan murat da, ya fizikî yollardır ki, yıldızların yörüngelelidir; yahut aklî yollardır ki, tefekkürle bakanların düşündükleri yollardır. Yahut da yollardan murat, yıldızlardır. Zîrâ yıldızların belli yolları vardir. Hasen-ı Basrî diyor ki: "Hubük, ziynet anlamındadır; ondan murat, yıldızlardır. Zîrâ yıldızlar, gökleri süslemektedir." Kâfirlerin sözlerinin çelişkili olmasından kastedilen, onların, Peygamberimiz hakkında bazen, şâir, bazen büyücü ve bazen de deli demeleridir. Ve Kur’ân hakkında da bazen şiir, bazen büyü ve bazen de eskilerin masalları demeleridir. B- "Döndürülen, ondan döndürülür." Yani döndürülmek istenen, Kur’ân'dan, yahut Resûlüllah'tan döndürülür. Çünkü bu döndürmeden, daha feci ve ağır bir döndürme yoktur. Diğer bir görüşe göre ise, Allah'ın ezelî ilminde ve takdirinde haktan döndürülmüş olan döndürülür. "Ondan" zamiri, çelişkili sözü de ifâde ediyor olabilir. Yani iftira edenlerin iftirasının kaynağı, o çelişkili sözlerdir. Bir kırâete göre âyetin metnindeki "üfike" fiili, "efeke" olarak okunmaktadır. Yani insanları îmândan döndürmek isteyen Kureyş, insanları Kur’ân'dan ve Resûlüllah'tan döndürmeye çalışıyorlardı. |
﴾ 8 ﴿