14"Yemin olsun ki, Muhammed, Cebrâîl’i, (gerçek suretinde) önceden Sidretü'l Müntehâ'nın yanında bir kez daha görmüştü." Sidretü'l Müntehâ, semanın dördüncü katında Arş'ın sağ tarafında sedir ağacına benzer bir ağaç olup meyveleri Hecer (Bahreyn bölgesinde bir kent) topaçları biçiminde, yaprakları da fil kulağı gibidir; Allah'ın, kitabında zikrettiği nehirler, bu ağacın altından çıkmaktadır. Atlı bir yolcu, yetmiş sene yol alsa, onun gölgesini bitiremez. Müntehâ, nihayet (son) yer, yahut son demektir. Öyle sanılıyor kı, bu ağaç, Cennetin nihâyetindedir. Diğer bir görüşe göre ise, yaratılmışların bilgisi ve amelleri, orada nihayet bulmaktadır; hiç kimse onun ötesini bilemez. Bir diğer görüşe göre ise, semtlerin ruhları, oraya, varmaktadır. Başka bir görüşe göre ise, üstünden gelenler de, altından gelenler de orada nihayet bulmaktadır. Yani öyle bir Sidre ki, bütün yaratılmışların bilgisi, orada nihayet bulmaktadır. Yahut her şeyin kendisinde nihayet bulduğu Allah'ın Sidresi demektir, |
﴾ 14 ﴿