2

"Kitap ehlinden, kâfir olanları ilk haşirlerinde / sürgünlerinde yurtlarından çıkaran O'dur. Siz onların çıkacaklarını sanmamıştınız.

Onlar da, kalelerinin, kendilerini Allah'ın azabından koruyacağını sanmışlardır. İşte Allah'ın azabı, beklemedikleri yönden onlara geliverdi. Yüreklerine de korku saldı. Oyle ki kendi evlerini kendi elleri ile, mü’minlerin de elleri ile yıkıyorlardı. Ey akli sahipleri! Artık ibret alın."

A- "Kitap ehlinden kâfir olanları ilk haşirlerinde / sürgünlerinde yurtlarından çıkaran O'dur."

Rivâyet olunuyor ki, Peygamberimiz, Medine'ye hicret edince, Nadîr oğukarı ile bir barış antlaşması yaptı. Bunlar, peygamber soyundan gelen Yahudilerin bir kolu olup İsrâiloğullarında çıkan karışıklık döneminde, âhir zaman Peygamberini beklemek üzere Medine'ye gelip yerleşmişlerdi. Peygamberimiz, ne lehinde, ne de aleyhinde olmamaları için onlarla bir muahede yaptı. Sonra Bedir savaşında Peygamberimiz, zafer kazanınca, bu Yahudiler: "Tevrat'ta sıfatları yazılı olan peygamber budur; onun sancağı, hiç vere düşmez" dediler. Fakat Uhud savaşında olanlar olunca, şüpheye düştüler ve anlaşmalarını da bozdular. Sonra Kâ'b b. Eşref adındaki reisleri, kırk süvarinin başında Mekke'ye gidip Kâ'bc'nin yanında, Peygamberimize karşı savaşmak üzere Kureyş ile antlaştı. Bunun üzerine Peygamberimiz de, Muhammed b. Mesleme el-Ensârî'ye emir uyurdu; o da, gidip Kâ'b'i, gizli bir planla öldürdü. Muhammed b. Mesleme, Kâ'b'în süt kardeşi idi. Sonra ertesi sabah Peygamberimiz, onların üzerine askeri birlikler sevk edip Medine'yi terk etmelerini söyledi. Onlar da, eşyalarını toplayıp çılana hazırlığım yapmak için Peygamberimizden on gün mühlet istediler. Bu süre içinde münafık Abdullah b. Übeyy ve adamları, onlara gizlice haber gönderip onlara: "Kalenizden çıkmayın. Eğer onlar, size karşı savaşırlarsa, biz de sizinle beraberiz, sızı yalnız bırakmayız. Sonunda siz Medine'den çıkıp gitmek zorunda kalırsanız, biz de sizinle beraber çıkacağız." Bunun uzerine Nadir oğulları, sokaklarını kapatıp tahkim ettiler. Sonra Peygamberimiz, onları muhasara etti ve yirmi bir gece muhasarayı sürdürdü. Nihayet Allah, Nadîr oğullarımın yüreklerine korku düşürünce ve onlar, münafıkların yardımından tamamıyla umut kesince, sulh talep ettiler. Fakat ancak, sürgün edilmeleri ve her üç evin, bir deveye yükleyebilecekleri kadar eşyalarını götürebilmeleri şartıyla canları bağışlandı. Böylece onlar, Şam'daki Eriha ve Ezriat'a göç ettiler. Yalnız onlardan iki ev halkı: Ebû Hakîk Ailesi ile Huyay b. Ahtab ailesi, Hayber'e göçüp oradaki Yahudilere katıldılar ve onlardan bir taife de Hire'ye {Hire, Irak'ta Küfe kentinin güneyinde 5 km. mesafede tarihî şehir} göç ettiler, işte bu hâdise üzerine Allah, Haşr sûresinin 1-6. âyetlerini indirdi.

Birinci âyette Allah, mutlak olarak kahir izzet ve parlak hikmetle vasıflandırıldıktan sonra ikinci âyette de, Allah'ın izzetinin bazı eserleri ve hikmetinin bazı hükümleri beyân edilmektedir.

"İlk haşklerinde/sürgünlerinde" denilmiş, çünkü Yahudilerin bu kolu, o zamânâ değin hiç sürgün görmemişlerdi. Ceziret'ül Arap'tan/Arap Yarımadası'ndan Şam'a ilk sürülenler de bunlardır. Yahut Yahudilerin ilk sürgünü budur; son sürgünü ise, Hazret-i Ömer'in, onları Hayber'den Şam'a sürmesidir.

Bir diğer görüşe göre ise, onların son haşirleri, kıyamet günündeki haşirleridir; çünkü kıyamet günü mahşer yeri Şam'da olacaktır.

B- "Sız onların çıkacaklarını sanmamıştınız."

Yani siz müslümanlar, Nadîr Oğullarının, o zillet ve rezaletle yurtlarından çıkacaklarını sanmamıştınız; çünkü onlar, savaşçı kimselerdi ve savunma imkânları da pek mükemmeldi.

C- "Onlar da, kalelerinin, kendilerini. Allah'ın azabından koruyacağını sanmışlardır, işte Allah'ın azabı, beklemedikleri yönden onlara geliverdi."

Bu azaptan murat, reisleri Kâ'b b. Eşrefin öldürülmesi idi. Zira bu hâdise, onların kuvvetini ve heybetini zayıflattı ve gönüllerindeki güven ve huzuru kaldırdı.

Diğer bir görüşe göre ise, yani mü’minlere, beklemedikleri yönden Allah'ın yardımı geliverdi.

D- "O, yüreklerine de korku saldı. Öyle ki kendi evlerini kendi elleri ile, mü’minlerin de elleri ile yıkıyorlardı."

Onlar, meskenlerinin değerli bazı aletlerinden yanlarında götürebileceklerini götürmek için ve geride müslümanlara sağlam mesken bırakmamak için kendi evlerini kendi elleri ile yıkıyorlardı. Müslümanlar da, onların tahkimatını kaldırmak, savaş sahasını genişletmek ve onları cezalandırmak için evlerini yıkıyorlardı.

E- "Ey akıl sahipleri! Artık ibret alın."

Yani onların akıl almaz korkunç macerasından ibret alın ve onların bu akıbetine sebep olan küfür ve günahlardan sakının. Yahut bu iki fırkanın da hallerinden kendi halinize dönün ve kuvvetli sebeplere güvenmeyin; Allah'a tevekkül edin.

Yerinde tafsilatı belirtildiği gibi, bu âyet, kıyasın hüccet olduğuna delil sayılmıştır.

2 ﴿