20"Cehennemlikler ile cennetlikler hır olmaz.’Autun" Met, arzularına erişenlerin ta kendileridir." Yani Allah'ı unutup da, cehennemde ebedî kalmayı hak edenler ile Allah'tan sakınıp da, sonsuz olarak cennette kalmayı hak edenler bir olmazlar. Muhtemeldir ki, cehennemliklerin önce zikredilmesi, eşit olmamayı bildiren kusurun, cennetlikler tarafından değil, onlar tarafından kaynaklandığını baştan bildirmek içindir. Zîrâ ziyade ve noksanlık olarak farklı olan iki şey arasındaki eşitsizlik mefhumu, ziyadeli olanın ziyadesi cihetiyle de itibar edilebilse de, ilk akla gelen, noksan olanın noksan bulunması cihetiyle olmasıdır. Nitekim "Âmâ ile gören, yahut karanlıklar ile nur bir olur mu hiç!" âyeti ile daha birçok âyette de böyle zikredilmiştir. "Bilenler ile bilmeyenler bir olur mu hiçi" âyetinde ise üstün olan, önce zikredilmiş, çünkü ilim, cahil için bir kazanımdır (melekedir). Ve onun yok hali de, kazanımlı halinden önce gelmektedir. Bu âyet-i kerimeden, (Şafiî âlimlerinin iddiasının aksine) öldürülen bir kâfirden dolayı, müslüman katilin kısas edilmeyeceğine ve kâfirlerin, zor kuvvetiyle müslümanların mallarına mâlik olamayacağına dâir bir delil çıkarılamaz. Zîrâ bundan murat, âhiret hallerinde, eşit olmayacaklarıdır. Nitekim iki fırkanın cehennemlikler ve cennetlikler olarak ifâde edilmelerinden ve keza "Cennetlikler, arzularına erişenlerin ta kendileridir" cümlesinden de anlaşılmaktadır. Zîrâ bu cümle, iki fırkanın nasıl, eşit olmadıklarını beyân etmektedir. Yani cennetlikler, bütün matluplarına erişenlerin ve bütan sevmediklerinden kurtulanların ta kendileridir. |
﴾ 20 ﴿