3"Ve hiç beklemediği yerden ona rızık verir. Kim Allah'a tevekkül ederse, Allah, ona yeter. Çünkü şüphesiz Allah, emrini yerine getirendir. Allah, şüphesiz her şey için bir ölçü koymuştur." A- "Ve hiç beklemediği yerden ona rızık verir." Yani aklına gelmeyen ve hiç ummadığı şekilde Allah kendisine rızk verir. Peygamberimizden rivâyet olunduğuna göre, kendisi bu iki âyeti okuduktan sonra şöyle buyurmuştur: "Allah, dünya karışıklıklarından, ölüm zahmetlerinden ve kıyamet gününün çetin hallerinden kurtulmak için ona bir çıkış yolu ihsan eder." Yine Peygamberimiz, şöyle buyurmuştur: "Hiç şüphesiz ben öyle bir âyet bilirim ki, insanlar, ona sarılsalar, kesinlikle onlara yeter, işte o âyet şudur: kim Allah'tan korkarsa..." rivâyet olunuyor ki, Peygamberimiz, durmadan bu kelâmını tekrar etti. Rivâyet olunuyor ki, müşrikler, Avf b. Mâlik el-Eşceî'nin oğlu Salım'i esk aldılar. O da, Resûlüllah'a gelip: "Müşrikler, benim oğlumu esir alddar" deyip ihtiyacını arz etti. Bunun üzerine Peygamberimiz ona şöyle buyurdu: "Allah'a karşı takvâlı ol ve şu kelâmı çok söyle: lâ havle ve lâ kuvvete illâ bi'llahi'l aliyyi'l azîm — Allah'ın inayeti olmadan, benim, kötülüklerden sakınmaya da, iyilikler yapmaya da hiçbir gücüm yoktur." Anılan zât, Peygamberimizin bu tavsiyesini yerine getirince, bir gün evinde iken, bir de baktı ki, oğlu kapıyı çaldı ve yanında da yüz deve vardır. O düşmanın gafletinden istifâde ederek bu develeri alıp getirmiş. İşte bunun üzerine bu âyet-i kerime, nazil oldu. B- "Kim Allah'a tevekkül ederse, Allah, ona yeter. Çünkü şüphesiz Allah, emrini yerine, getirendir. Allah, şüphesiz her şey için bir ölçü koymuştur." Yani Allah, her şey için bir takdir ve zamanlama, yahut miktar koymuştur. Bu kelâm, Allah'a tevekkül etmenin ve işi tamamıyla O'na havale etmenin zorunluluğunu beyân etmektedir. Zîrâ insan, rızk ve her şeyin, ancak Allah'ın takdiriyle gerçekleştiğini bilirse, kadere teslim olmaktan ve Allah'a tevekkül etmekten başka bir şey kalmaz. |
﴾ 3 ﴿