2

"Ey Resûlüm! De ki: bana gerçekten vahyohındu ki, cinlerden bir nefer (taife), okuduğum Kur’ân'ı dinlemiş de, şöyle demiştir: "Şüphesiz biz doğruya götüren acayip (hayranlık veren) bir Kukan dinledik de, ona imân ettik.

Cinler, kavimlerinin döndüklerinde bunları onlara anlatmışlardır.

Nefer, üçten ona kadar olan topluluk demektir.

Cin, akıl sahibi, gözle görülmeyen, terkiplerinde ateş veya havanın galip olduğu cisimlerdir.

Diğer bir görüşe göre ise, mücerret ruhlardan bir türdür.

Bir diğer görüşe göre ise, bedenlerinden ayrılmış olan insan ruhlarıdır.

Bu âyet delâlet ediyor ki. Peygamberimiz, okuduğu Kur’ân'ı dinleyen cinlerin ve onların kendisini dinlediklerinin farkında olmamış ve onlar dinlesinler diye Kur’ân okumamış; fakat bazı vakitlerde Kur’ân okurken bir rastlantı olarak cinler de orada bulunmuşlar da, kendisini dinlemişler, sonra da Allah, bunu kendisine haber vermiştir. Bu konudaki tafsilat Ahkaf sûresinde geçti.

Kur’ân'ın acayip olması, nazmın güzelliğinde ve mânânın inceliklerînde hârika ve insanların kelâmından çok farklı olması demektir.

Rüşt, hak ve doğru demektir.

O cinlerin, Kur’ân'a îrnân etmeleri, onun ifâde ettiği tevhid delillerine uygun olarak tesîimiyederiyle gerçekleşmiştir,

2 ﴿