2

"Kıyamet gününe yemin ederim; kendini kınayan nefse de yemin ederim ki, siz mutlak ve muhakkak tekrar diriliceksiniz."

Bu kelâmda, kıyametin gerçekleşeceğine yemin edilmesi, hârika bir edebî mükemmeliyettir. Nitekim bunun tafsilatı yâsîn sûresi ile zuhruf sûresinde geçti.

Kendini kınayan nefis, kıyamet günü, takvada kusur göstermiş olmasından dolayı kendini kınayan nefistir.

Yahut itaat ve ibadetlerde ne kadar çalışsa da, hep kendini kınayan nefistir.

Yahut nefs-i emmâreyi (kötülüğü çok emreden nefsi) kınayan nefs-i mutmainnedir.

Bir görüşe göre ise, bu nefisten murat, mudak olarak bütün nefislerdir. Nitekim Peygamberimizden rivâyet olunduğuna göre şöyle buyurmuştur: "İster itaatkâr nefis olsun, ister isyankâr nefis olsun, kıyamet günü kendini kınamayan nefis yoktur. Bir nefis, eğer hayır işlemişse, niçin daha fazlasını yapmadım diye kendini kınar; eğer şer işlemişse, keşke işlemeseydim, diye temenni eder."

Ancak bu son görüşün zayıf olduğu açıktır; çünkü kınamanın bu kadarı, günahkâr mü’min nefisten sâdır olan kınama, tazime ve yemine sebep olmaz. Şu halde mutlak nefse dâhil olan kâfir nefisten sâdır olan, nasıl tazime ve yemine sebep olabilir!

Diğer bir görüşe göre ise bu nefis, Hazret-i Âdem'in nefsidir. Zîrâ o, cennetten çıkmasına sebep olan nefsini hep kınıyordu.

2 ﴿