2

"Şu gök yanldığı, Rabbine kulak verdiği zaman, Zâten o, buna lâyık kılınmıştır."

A- "Şu gök yarıklığı, Rabbine kulak verdiği zaman, "

Yani şu gök yüzü beyaz bulutlarla yarıklığı zaman. Nitekim diğer bir âyette de: "O gün gökyüzü beyaz bulutlarla yarılacak." denilmektedir.

Hazret-i Ali'den rivâyet olunduğuna göre, o gün gökyüzü, saman yolundan yatılacak ve gök yüzü, ilâhî kudretin tesirine boyun eğip ilâhî irade, onun yarılmasına taallûk ettiğinde, itaatli memurun, îtâat edilecek emre uyması gibi İlâhî emre uyduğu zaman.

Bu âyetler de, "... ikisi de, isteyerek geldik, dediler." âyetinin muhtevasının ifâde etmektedirler.

Burada anlatılan hâdiseler, daha önce işaret edildiği gibi, ilâhî hikmetin gereği olarak cereyan ederler.

B- "Zâten o, buna lâyık kılınmıştır."

Ancak "Önceleri böyle değildi de, sonra böyle kılınmış" anlamında olmayıp fakat "Haddi zâtında ve ilk baştan böyle kılınmış" demektir.

Yine, bu, ilâhî kudret karşısında özellikle bunun böyle olduğu anlamında değil, fakat kahredici İlâhî kudretin özel olduğu ve hiçbir şeyin bu kudret karşısında itaatten başka bîr çaresi olmadığı anlamındadır.

2 ﴿