2"Bu şehre -ki sen bu şehirde durmuşsun-, babaya ve onun çocuklarına yemin ederim ki, biz, şu insanı zorlukları karşılamak üzere yaratmışızdır." Allah, Kutsal Şehir (Beled-i Haram) olan Mekke'ye ve ondan sonra zikredilen şeylere yemin ediyor ki, zorlukları karşılamak, meşakkatleri göğüslemek üzere yaratmıştır. Burada bir ara cümlesi olarak da "Ki sen bu şehirde durmuşsun" denilmesi, ya Peygamberimizin şerefini yükseltmek içindir. Zîrâ onun bu şehirde durması, bu şehre yemin edilerek şehrin tazimine sebep kılınmıştır. Yahut daha baştan cevabın tahakkukuna dikkat çekmek içindir. Zîrâ daha başta insanın sıkın uları göğüslemesinden söz edilmektedir. Ve yine bu ara cümlesi beyân ediyor ki, Peygamberimiz, kadri bu kadar yüksek ve hürmeti büyük olduğu halde, kâfirler, bu Beled-i Haramda ona ezâ etmeyi helal saymışlar; ona kötülükler yapmışlar ve başaramadıkları suikasta bile yeltenmişlerdir. Şurahbil diyor ki: "Yani bu kâfirler, bu Beled-i Haramda bir av hayvanını öldürmeyi ve onun bir ağacını kesmeyi haram sayıyorlar; fakat ey Resûlüm! Seni oradan çıkarmayı ve seni öldürmeyi helal sayıyorlar, demektir." Yahut bu ara cümlesi, Peygamberimizi teselli etmek içindir. Zîrâ gelecekte Beled-i Haramı fethedip oraya gireceğini vaat etmektedir. Tıpkı "Şüphe yok ki, sen de öleceksin; onlar da öleceklerdir." âyetiyle teselli edildiği gibi. Yani sen Beled-i Haramı fethedeceksin ve istediklerini öldüreceksin ve istediklerini de esir alacaksın. Ve bu İlâhî vaad de gerçekleşti. Nitekim Allah, Mekke'yi Peygamberimize helal kıldı ve onun fethini kendisine müyesser kıldı. Peygamberimizden önce hiç kimse Mekke'yi fethedemedi ve hiç kimseye helâl kılınmadı. Peygamberimiz, Mekke'yi fethedince, dilediğini helâl etti ve dilediğim de haram etti: İbni Hatal, Kâ'be örtülerine asıldığı halde Peygamberimiz, onu. Makîs b. Dababe'yi ve diğer bazı müşrikleri öldürttü ve Ebû Süfyan'ın evini de dokunulmaz (haram) ilan buyurdu. Sonra Peygamberimiz şöyle buyurdu: "Allah, şu gökleri ve yeri yarattığı gün Mekke'yi haram (mukaddes, dokunulmaz) kılmıştır. Artık Mekke, kıyamet kopuncaya dek haram, olarak kalacaktır. Benden önce hiç kimse için (onda savaşmak) helal olmadı ve benden sonra da helal olmayacaktır. Benim için de ancak günün bir saati helal kılındı. Mekke'nin ağacı kesilmez; otları biçilmez; av hayvanları ürkütülmez. Onda bulunan sahipsiz yetik malları almak da, ancak malı tarif edip sahibini araştıracak kimse için helal olur." Huzurda bulunan Hazret-i Abbas da: Ya Resûlallah! Ancak boya otu müstesna olsun; çünkü o, demircilerimiz, mezarlarımız ve evlerimiz için çok lâzımdır." Bunun üzerine Peygamberimiz de: "Ancak boya otu müstesna" buyurdu." 37 37 Buharî/Kıtabu'l İlm, bab: 37; Kitabu'l Hacc, bab: 43; Tırmızî/Kıtabu'l Hacc, bab: 1; İbni Mâce/Kıtabul Menasık, bab: 103; Ahmed b, Hanbel Müsned- 1/253, 259, 316 Babadan murat, İbrâhîm Peygamberdir; çocuklardan murat da, İsmail peygamber ile Peygamberimizdir. Nitekim başta Mekke'nin zikredilmesinden de anlaşılmaktadır. Zîrâ Mekke, İbrâhîm Peygamberin haremidir; İsmail Peygamberin de büyüdüğü yerdir ve Peygamberimizin de doğum yendir. Diğer bir görüşe göre ise, babadan ve çocuklardan murat, babamız Hazret-i Âdem ile onun neslidir. Nitekim yeminin cevabının mefhumuna da en münasip olan bu mânâdır. Zîrâ cevap, bütün insanlara şâmildir. Bir diğer görüşe göre ise, babadan ve çocuklardan, murat, her baba ve çocuğudur. İnsan, zorlukları göğüslemek üzere yaratdmiş; nitekim insanın bedenine ruh girdiği andan itibaren ruh bedenden ayrılıncaya değin ve ölümden sonra da insan, çeşitli sıkıntılar ve güçlüklerle karşdaşmaktadir. Bu da, Peygamberimizin, Kureyş kâfirlerinden gördüğü ezalardan dolayı kendisi için teselli mahiyetindedir. |
﴾ 2 ﴿