İNŞİRAH SÛRESİ

Mekke'de nazil olmuştur; 8 âyettir.

1

"Ey Resûlüm! Biz senin göğsünü şerhetmedik (açıp genişletmedik) mi?"

Göğüs, nefis hallerinin mahalli, ilim, idrâk, meleke, irade ve diğer sırların mahzeni olduğundan dolayı nefsin, kutsî kuvvet ile teyit edilerek ve insanî kemalât ile süslenerek tasarruf dairesinin genişletilmesi, göğsün genişletilmesi olarak ifâde edilmiştir.

Yani biz senin göğsünü genişletmedik mi? Bu sayede göğsün, madde âlenk ile gayb âlemini kapsamadı mı? İstifâde ve ifâde melekelerini, içinde toplamadı mı? İşte bundan dolayı senin cismanî alâkaların, ruhanî melekelerin nurlarını kazanmaktan alıkoymadı; halkın maslahadariyla ilgilenmen, seni Hakk'ın şânına istiğraktan (dalmaktan) engellemez.

Diğer bir görüşe göre ise, burada göğsün açılmasından kastedilen şudur: Rivâyet olunuyor ki, Peygamberimiz henüz çocuk iken, yahut Miraç gecesinde Cebrâîl , kendisine geldi ve kalbini çıkarıp yıkadı; sonra onu ilim ve îmân ile doldurdu."40

Her halde bu îzâh, yukarıda zikredilenin bir temsilidir. Yahut Peygamberimizde görülecek ruhanî kemalin, cismanî bir örneğidir.

Âyette bu hakikatin sübutunun, inkârı istifham ile ifâde edilmesi, şunu bildirmek içindir: bu hakikatin sükutu o kadar açıktır ki, hiçbk kimse, bu istifhama "Elbette ki!.." cevabından başka bir şey söyleyemez.

2

Bak. Âyet 3.

3

"Belini büken yükünü de senden indirmedik mi?"

Peygamberimizin, peygamberhginden önce gördüğü işaret ve alametlerin kendisine ağır gelmesi ve bu yüzden üzülmesi, yahut hükümlerin ve dinî kuralların tafsil âtim ihata edememesinin ve kavminden olan inatçı kâfillerin Müslüman olmaları için kendini helâk edercesine, uğraşması ve üzülmesidir.

Bu yükün Peygamberimizden indirilmesi, ilâhî vahyi tebliğ için elinden gelen gayreti harcadıktan sonra bunun fazlasından bağışlanması, mazur sayılması ve din kurallarının kendisine öğretilmesidir.

4

"Senin nâmını ve şânını da yüceltmedik mi?"

Yani senin adını da peygamberlik unvanıyla ve hükümleriyle yüceltmedik mı? Hem de nasıl yücelttik.

Nitekim şahadet kelimesinde, ezanda ve ikâmette Peygamberimizin adı, Allah'ın yüce ismiyle beraber anılmaktadır; ona itaat, Allah'a itaat sayılmıştır; Allah ile melekler ona salât getirmişlerdir; mü’minlere de ona salât getirmelerini emir buyurmuştur ve Resûlüllah (Allah'ın Resulü) ve Nebiyyullah (Allah'ın Peygamberi) olarak vasıflandırılmıştır.

5

Bak. Âyet 6.

6

"Çünkü her zorluğun beraberinde muhakkak bir kolaylık vardır. Muhakkak her zorluğun yanında bir kolaylık vardır."

Bu kelâm, makabli için bir îzâh kabilinden olup bütün güçlüklerin. Peygamberimize ve mü’minlere kolay kılınacağına dâir bir ikram vaadidir. Sanki şöyle denilmiştir: Ey Resûlüm! Sana o büyük nimetleri bahşettik. Artık sen, Allah'ın lûtfu keremine güven; zîrâ her zorluğun beraberinde muhakkak çok kolaylık vardir.

Âyette, mea/ beraber kelimesinin kullanılması, zımnen bildiriyor ki, zorluktan sonra kolaylık o kadar çabuk geliyor ki, sanki o da zorlukla beraber gelmektedir.

Bu cümlenin (her zorluğun...) tekrar edilmesi, tekîd içindir. Yahut yeni bir vaad olup zorluktan sonra başka bir kolaylık daha vardır ki, o da, uhrevî mükafattır. Nitekim bu kabilden olarak hadiste de şöyle denilmiştir: "Şüphe yok ki, oruçlunun iki sevinci vardir: biri, iftar açtığı zaman, diğeri de Rabbine kavuştuğu, zaman."

İşte Peygamberimizin: "Bir zorluk, iki kolaylığa galip gelemez" 41 deyisi bundandır.

41 Mâlik, el-Muvatta/Kıtabu'l Cihad, hadis: 6

7

Bak. Âyet 8.

8

"O halde boş kaldığında, hemen ibadete koyul ve yalnız Rabbine niyaz et."

Yani tebliğden, yahut gazadan boş kaldığında, hemen ibadete koyul ve sana bahşettiğimiz eski nimetlere ve vaad ettiğimiz pek yafan, nimetlere şükür yetiştir.

Diğer bir görüşe göre ise, namazını bitirdiğinde duaya koyul.

Bir diğer görüşe göre ise, dünya işlerinden boş kalınca, namaza koyul.

Ve yalnız Rabbine niyazda bulun; başkasından bir şey isteme; zîrâ senin yardımına ancak o gelebilir.

Peygamberimizden rivâyet olunduğuna göre şöyle buyurmuştur:

"Bir kimse, İnşirah sûresini okursa, sanki ben üzüntülü iken bana gelmiş de, üzüntümü gidermiş gibi sayılır."

0 ﴿