4"Kendilerine kitap verilenler ancak o apaçık delil kendilerine geldikten sonra tefrikaya düştüler." Bu kelâm, özellikle kitap ehlini son derece takbih etmekte ve cinayetlerinin ne kadar ağır olduğunu beyân etmektedir. Zîrâ bu kelâm, kitap ehlinin, önceleri vermiş oldukları vaadden ayrılmaları, hakkaniyeti konusunda bir şüphe bulunmasından dolayı değil, aksine hakkın apaçık ortaya çıkmasından, durumun netleşmesinden ve mazeretlerin tamamen kesilmesinden sonra gerçekleşmiştir. Zâten âyette onların, "kendilerine kitap verilenler..." şeklinde vasıflandırılmalarının sırrı da budur. Çünkü, bu vasıf, onların o İlâhî kitabi mütalaa etmek, içindeki hükümleri, haberleri ve ezcümle Peygamberimizin sıfatlarını kavramak imkânına tamamen, sahip bulunduklarını bildirmektedir. Yani onlar ancak, Peygamberimizin, kendi kitaplarında vaat edilen peygamber olduğuna, hiç şüphe bırakmayacak şekilde çok net olarak, delâlet eden açık ve kesin bir delil, kendilerine geldikten sonra tefrikaya düştüler. Nitekim diğer bir âyette de şöyle denilmektedir: "Kendilerine kitap verilmiş olanlar ancak, onlara kesin bilgi geldikten sonra ayrılığa düştüler." |
﴾ 4 ﴿