TEKÂSÜR SÛRESİMekke'de mi, Medine'de mi nazil olduğu konusunda görüş ayrılığı vardır; 8 âyettir. 1Bak. Âyet 2. 2"Çokluk yarışı sizi o kadar oyaladı ki, nihayet kabirleri ziyaret ettiniz." Yani çoklukta galip olmak ve çoklukla övünmek, sizi oyaladı... Rivâyet olunuyor ki, Abdi Menaf Oğulları ile Sehm Oğulları kabileleri islam döneminde ulularının ve eşraflarının çokluğuyla iftihar ederek, birbirleriyle yarışa girdiler ve her biri: "Bizim ulularımız, azizlerimiz ve neferlerimiz sizden daha çoktur" diye iddia ettiler ve nihayet yaptıkları sayımda Abdi Menaf Oğulları daha fazla çıktı. O zaman Sehm Oğulları dediler ki: "Cahiliyye döneminde zulüm, bizi yok etti; onun için gelin, dirileri de, ölüleri de sayalım!" dediler. Bu sayımda ise, Sehm Oğulları fazla çıktı. Yani siz çoklukta dirilerle yarıştınız ve dirileri saydıktan sonra ölülerin çokluğuyla yarışıp övündünüz. Bu izaha göre, onlara hakaret olmak üzere, ölüleri saymaları, kabirlerin ziyareti olarak ifâde edilmiştir. Diğer bir görüşe göre ise, onlar gerçekten kabirleri ziyaret edip "Bu, talanın, bu da filanın kabridir" diyorlardı ve bunu iftihar vesilesi yapıyorlardı. Bir diğer görüşe göre ise, mal ve evlattaki çokluk yarışı, siz ölüp mezara girinceye dek sizi oyladi; siz ömrünüzü dünyalık peşinde, zâyd ettiniz ve ahretiniz için sizi ilgilendiren çalışmalardan yüz çevirdiniz. Bu görüşe göre ise, kabirlerin ziyareti, ölmek demektir. 3Bak. Âyet 4. 4"Hayır! Yakında bileceksiniz. Yine hayır! Yakında bileceksiniz." A- "Hayır! Yakında bileceksiniz." Bu ifâde, akti sahibi bir kimsenin, gayretinin büyük kısmını dünyaya tahsis etmemesi gerektiğine dikkat çekmektedir. Çünkü bunun akıbeti pek vahimdir. Yani sız, bu hayatınızın akıbetini gördüğünüzde bunun ne kadar, kötü olduğunu anlayacak siniz. B- "Yine hayır! Yakında bileceksiniz." Bu, tekîd için bir tekrardır. Yahut birincisi, ölümde, yahut mezardaki bilmedir; ikincisi ise, kıyamet günü mezardan kalkış zamanındaki bilmedir. 5Bak. Âyet 6. 6"Öyle değil! İlm-i yakîn/kesin bilgi ile bilmiş olsaydınız. Yemin olsun kı, siz muhakkak o alevk cehennemi göreceksiniz. Sonra, yemin olsun ki, onu muhakkak Ayne'i Yakîn/ kesin gözle göreceksiniz. Sonra, yemin olsun ki, o gün, dünyada yararlandığınız o nimetlerden muhakkak sorguya çekileceksiniz." A- "Öyle değil! İlm-i yakîn/kesin bilgi ile bilmiş olsaydınız." Yani sizin önünüzdeki hâdiselere, kesin olarak, inandığınız diğer hususlar gibi inanmış olsaydınız, (ona hazırlık olarak) anlatılmayacak kadar çok şey yapardınız, iste âyette bu cevap, durumun vahametini bildirmek için hazfedilmiştir. B- "Yemin olsun ki, siz muhakkak o alevli cehennemi göreceksiniz." Bundan önce geçen müphem bir uyarıdan sonra bu yemin cümlesi de, o tehdidi, ağırlaştırmakta ve açıklamaktadır. C- "Sonra, yemin olsun ki, onu muhakkak Ayne'i Yakîn/ kesin gözle göreceksiniz." Bu cümle, tekidin tekrarıdır. Yahut birincisi, cehennemi uzaktan görmelerini, ikincisi ise, cehenneme girmelerini ifâde etmektedir. Yahut birincisinden murat, anlamaktır, ikincisinden murat ise, bilfiil onu görmektir. Ayne'i Yakîn, kesin bilginin ta kendisi demektir. Zîrâ görmek bilgisinin derecesi, yakîn mertebelerinin en yükseğidir. D- "Sonra, yemin olsun kı, o gün, dünyada yararlandığınız o nimetlerden muhakkak sorguya çekileceksiniz." Yani lezzetleri sizi dinden ve dinin mükellefiyetlerinden alıkoyan nimetlerden sorguya çekileceksiniz. Zîrâ bu hitap, bütün çabalarını dünya lezzetlerini elde etmek için harcayan ve ancak, güzel yemekleri yemek, kıymetli elhıs eleri giymek için yaşayan, bütün vakitlerini oyun ve eğlencelerle geçken, ilim ve iyi amele önem vermeyen ve bunların zorluklarına katlanmayan kimselere mahsustur. Allah'ın nimetlerinden meşru ölçülerde yararlanan, Allah'a itaat için bu nimetlerden kuvvet alan ve her zaman bu nimetlerin şükrünü edâ eden kimse ise, cehennemden çok uzak olacaktir. Diğer bir görüşe göre ise, bu âyet, kâfirlere mahsus olan bir hak anlatmaktadır. Peygamberimizden (sallallahü aleyhi ve sellem) rivâyet olunduğuna göre şöyle buyurmuştur: "Bir kimse, Tekâsür sûresini okursa, Allah, dünyada kendisine verdiği nimetlerin hesabını sormaz ve bin âyet okumuş gibi kendisine sevap verilir." 7Yine yemin olsun, onu, muhakkak kesin bir görüşle göreceksiniz. 8Sonra yemin olsun, o gün (kıyâmette) nimetin şükründen muhakkak sorulacaksınız. |
﴾ 0 ﴿