KEVSER SÛRESİ

Mekke'de inmiştir; 3 âyettir.

1

Bak. Âyet 2.

2

"Ey Resûlüm! Şüphe yok ki, biz sana Kevseri verdik. O halde sen, Rabbin için namaz kıl ve deveden kurban kes. Şüphe yok ki, sana hınç besleyen, sonu kesik (güdük) olanın ta kendisidir."

A- "Ey Resûlüm! Şüphe yok ki, biz sana Kevseri verdik."

Kevser, son derece büyük ve çok hayır demektir. Bu, iki cihan hayrını cami olan (kendinde toplamış olan) peygamberlik şerefi de dînî ve dünyevî saadeti temin eden umûmî riyasettir.

Diğer bir görüşe göre ise, Kevser, cennette bir ırmaktır.

Peygamberimizden rivâyet olunduğuna göre, kendisi bu sûreyi okumuş ve ardından şöyle buyurmuştur: "Siz Kevser'in ne olduğunu bilir misiniz? O, cennette bir ırmaktır; Rabbim onu bana vaat etmiştk; onda çok hayır vardır." 48

48 Buharî/Kitabu't Tefsir, sûre: 108, bab; 1; Müslim/Kitabu's Salat, hadis: 53; Ebû Davud/Kıtabu's Sakıt, bab: 122; Tirmizî/Kitabu'l cennet, bab: 10; Nesâî/Kıtabu'l İftıtah, bab: 21; Ahmed b. Hanbel, Müsned: 3/102, 220, 236; 6/281

Kevser'in sıfatı hakkında rivâyet olunmuştur ki, o, baldan daha tadı, sütten daha beyaz, kardan daha soğuk, kaymaktan daha yumuşaktır; kenarları zebercettendir (zümrüt nevindendir); kapları da gümüştendir; sayıları da gök yıldızları kadardır.

Yine rivâyet olunuyor ki, Kevser'den bir kez içen, ebediyen susamaz.

Kevser'e ilk gelenler, muhacir fakirleridir ki, dünyada giysileri kirli, saçları dağınık ve toz içinde idi; nimetler içinde yaşayanlarla bir araya gelemezlerdi ve kapıların perdeleri onlara açılmazdı. Bunlardan biri ölürken zarurî ihtiyacı yüreğinde, dönüp duruyordu. Halbuki bunlar Allah'a yemin ederek bir dilekte bulunsalar, Allah, onların yeminini doğru çıkarır.

İbn Abbâs'tan rivâyet olunduğuna göte kendisi, Kevser'i çok hayır olarak tefsir etmiştir.

Bir görüşe göre Kevser, cennette bir havuzdur.

Bir görüşe göre de Kevser, Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), onun evladı ve ona uyanlardır. Yahut Kevser, Peygamberimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) ümmetinin âlimleridir. Yahut Kevser, iki cihan hayrını içeren Kur’ân'dır.

B- "O halde sen, Rabbin için namaz kıl ve Nahr yap (deveden kurban kes)."

Bu husus, makabline terettüp etmektedir. Zîrâ Allah'ın, bütün âlemlerde hiç kimseye vermediği ve vermeyeceği mezkûr nimetleri Peygamberiırdze vermiş olması, bu kendisine emredilenleri gerektirmektedir; hem de nasıl!..

Yani ey Resûlüm! benzeri hiç kimseye verilmemiş bu pek büyük nimetleri sana bahşeden Rabbine, namazlarında gaflet içinde olanların, namazlarında riya yapanların aksine, sırf O'nun rızası için ve o nimetlerin hukukunun şükrünü eda etmek üzere namaz kılmaya devam et. Zîrâ namaz, şükrün bütün kısımlarını içinde, toplamaktadır.

Ve Arapların en değerli malı olan deveden, Allah'ın yüce adını anarak kurban kes ve onun etini ihtiyaç sahiplerine dağıt; sen, ihtiyaç sahipleriyle ilgilenmeyen ve onlardan zekâtlarını ve ihtiyaçlarını kısanlar gibi olma!

Atıyye'den rivâyet olunduğuna göre, bu namaz, kurban bayramının bilinci günü cemaatle kılınan sabah namazıdır ve bu nahr da, Minâ'da kurban kesmektir.

Diğer bir görüşe göre ise, bu namaz ile kurban, bayram namazı ile bayram kurbanıdır.

Bir diğer görüşe göre ise, bu namaz, namazın cinsi olup bütün namazları kapsamaktadır; nahr da, namazda sağ eli sol elin üzerine koymaktır.

Diğer bir görüşe göre de nahr, bayram namazı tekbirinde ellerini göğsünün hizasına kadar kaldırmaktır. Peygamberimizden rivâyet olunan da budur.

İbn Abbâs'tan rivâyet olunduğuna göre, burada nahr emri, yani göğsünle kıbleye yönel, demektir. Ferrâ, Kelbî ve Ebû'l Ahvas'ın görüşü de budur.

C- "Şüphe yok ki, sana hınç besleyen, sonu kesik (güdük) olanın ta kendisidir."

Yani ey Resûlüm.! Şüphe yok ki, asıl, sana hınç bağlayanın, nesli ve güzel anısı kalmayacaktır; senin ise, neslin, güzel şöhretin ve faziletinin eserleri kıyamete dek baki kalacaktır; ahrette de ifâde edilemeyecek kadar çok nimetler senin olacaktır.

Bir görüşe göre bu sûre, As b. Vâü hakkında inmiştir. Ancak nüzul sebebi kim olursa olsun, bu âyetlerin ifâde ettiği hükmün genel olduğuna hiç şüphe yoktur.

3

Şüphesiz, sana (evlâtsız, nesli kesik deyip) dil uzatandır; hayırsız nesli kesik...

Peygamberimizden (sallallahü aleyhi ve sellem) rivâyet olunduğuna göre şöyle buyurmuştur:

"Bir kimse, Kevser sûresini okursa, Allah, cennetteki her ırmaktan kendisine iç irecek ve kurban bayramında insanların kestikleri kurbanların sayısının on katı kadar kendisine sevap yazar."

0 ﴿