2

"Allah, yegâne Samed'dir."

Bani Allah, bütün ihtiyaçlarda yalnız kendisine başvurulan ulular ulusudur; o, kendi Zâtiyla müstağnidir; O'ndan başka her şey, her yönden O'na muhtaçtır.

Diğer bir görüşe göre ise Samed, zail olmamış ve olmayacak olan daim ve baki demektir.

Bir diğer görüşe göre ise, Samed, istediğini yapan ve dilediğine hükmeden demektir.

İsm-i Celilin (Allah'ın), burada da tekrar edilmesi, zımnen bildiriyor ki, bu sıfatlara sahip olmayan, ilâhlığa lâyık olmaktan çok uzaktır.

Bu cümle de birinci cümle arasında atıf harfi, (ve) kullanılmamış, çünkü, bu cümle, birinci cümlenin neticesi gibidir. Birinci cümlede Allah, önce, bütün kemal sıfatlarını gerektiren ülûhiyyetini beyân etmiştir; sonra, her hangi bir vecihten taaddüt (birden fazla olmak) ile terkip şaibesinden ve hakikatte ortaklık ile hususiyederinin vehminden münezzeh olmayı mucip olan ahadiyyetini (birliğini, tekliğini) beyân etmiştir. Sonra bu ikinci cümlede de, Allah, samediyyetinı beyân etmiştir ki, samediyyet, O'nun nıâsivâdan (Allah'ın gayrisinden) zâti istiğnasını ve bütün mahlûkların, vücutlarında (var olmalarında), bekalarında (varlıklarını sürdürmelerinde) ve diğer hallerinde O'na muhtaç olmalarını gerektirmektedir. Bu, hakkı tahkik için ve mahlûkları O'nun gayet belli olan kanunlarına (sünnetine) irşat içindir.

Bundan sonraki âyetlerde ise, Allah, bu hükümlerin kapsamında bulunan bir takını cüzî hükümleri sarahatle belirtmektedir.

2 ﴿