80"İsrailoğulları: «Sayılı birkaç gün müstesna, bize ateş dokunmayacaktır» dediler. De ki (onlara): Siz Allah katından bir söz mü aldınız -ki Allah sözünden caymaz-, yoksa Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?" İbn İshâk, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim, Taberânî ve Vâhidî, İbn Abbâs'tan bildirir: Yahudiler: “Dünyanın ömrü yedi bin senedir. Bizler, Cehennem de dünya günlerinden her bin sene için âhiret günlerinden bir gün kadar azab görecek. Zaten o âhiret de yedi günlük olduğuna göre, demek ki azab yedi gün sonra kesilecek" diyorlardı. Bunun üzerine Yüce Allah: “İsrailoğulları: «Sayılı birkaç gün müstesna, bize ateş dokunmayacaktır» dediler. De ki (onlara): Siz Allah katından bir söz mü aldınız -ki Allah sözünden caymaz-, yoksa Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?"' âyetini indirdi. İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Vâhidî, İbn Abbâs'ın şöyle dediğini bildirir: Kitap ehli, Cehennemin iki ucu arası yürüme kırk yıl çektiğini zannedip şöyle demişlerdi: “Biz Cehennemde ancak kırk gün azab göreceğiz." Kıyamet günü kendilerine ateşten bir gem vurulur ve içinde zakkum ağacı bulunan Sakar'a varıncaya kadar azab içinde yürüyecekler. Nihâyet sayılı günlerin sonuna vardıklarında Cehennem ehlinin bekçileri o Yahudilere diyecekler ki: “Ey Allah'ın düşmanları, siz ateşte ancak sayılı günler azap göreceğinizi iddia ediyordunuz. İşte bakın sayı tükendi de geriye ebedilik kaldı." Sonra onlar alınıp Cehennemde sarp bir yokuşa yüz üstü atılacaklar. İbn Cerîr'in bildirdiğine göre İbn Abbâs der ki: Yahudiler: “Bize ateş sadece buzağıya taptığımız müddet olan kırk gün dokunacaktır" dediler. Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim, İkrime'den bildirir: Yahudiler bir gün toplanıp Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) yanına geldiler ve: “...Sayılı birkaç gün müstesna, bize ateş dokunmayacaktır..." deyip, ateşin kendilerine sadece kırk gün dokunacağını söyleyerek: “Bizden sonra ise başka insanlar yerimize gelecektir" deyip Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) Ve ashâbına işaret ettiler. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) eliyle liderlerine işaret ederek: “Yalan söylediniz. Siz orada ebedi olarak kalacaksınız ve inşallah biz sizin yerinize gelmeyeceğiz" buyurdu. "...Sayılı birkaç gün müstesna, bize ateş dokunmayacaktır.. ." âyeti Yahudilerin böyle demesi sebebiyle nazil olmuştur. Yahudiler sayılı günlerden kırk günü kasdetmişlerdir. İbn Cerîr, Zeyd b. Eslem'den bildiriyor: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Yahudilere: “Allah için ve Yüce Allah'ın Tür dağında Mûsa'ya indirdiği Tevrat için söylemenizi istiyorum: Yüce Allah'ın Tevratta bildirdiği cehenemlikler kimlerdir?" diye sorunca, Yahudiler: “Allah (Tur dağında) bizlere gazaplandığı için Cehennemde kırk gece kalacağız, sonra oradan çıkacağız ve siz gireceksiniz" cevabını verdiler. Bunun üzerine Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Vallahi yalan söylediniz. Biz sizin yerinize oraya hiçbir zaman geçmeyeceğiz" buyurdu. Yüce Allah, Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) bu sözünü tasdik eden ve Yahudilerin yalan söylediğini belirten, "İsrailoğulları: «Sayılı birkaç gün müstesna, bize ateş dokunmayacaktır» dediler. De ki (onlara): Siz Allah katından bir söz mü aldınız -ki Allah sözünden caymaz-, yoksa Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz? Hayır! Kim bir kötülük eder de kötülüğü kendisini çepeçevre kuşatırsa işte o kimseler Cehennemliktirler. Onlar orada devamlı kalırlar" âyetini indirdi. Ahmed, Buhârî, Dârimî, Nesâî ve Beyhakî, Delâil'de, Ebû Hureyre'den bildiriyor: Hayber fethedildiği zaman Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) zehirli bir oğlak hediye edilince, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Bana buradaki Yahudileri toplayınız" buyurdu. Yahudiler toplandığında, Allah'ın Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem): “Babanız kimdir?" diye sordu. Onlar: “Falan kişi" diye cevap verince, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Yalan söylediniz. Aslında sizin babanız filandır" dedi. Onlar: “Doğru söyledin. Haklısın" karşılığını verince, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Size bir şey daha sorsam bana doğru cevap vereceğinize söz verir misiniz?" diye sordu. Onlar: “Evet ey Ebul Kasım. Doğru cevap vermek zorundayız. Şâyet yalan söyleyecek olursak, babalarımız hakkında yalanımızı bildiğin gibi bunu da bilirsin" dediler. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara "Cehennemlikler kimlerdir?" diye sorunca, onlar: “Biz orada az bir zaman kalacağız. Sonra oraya bizim yerimize sizler gireceksiniz" cevabını verdiler. Bunun üzerine Resulullah (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara: “Kesin sesinizi, orada sinip kalın. Allah'a yemin olsun ki biz sizin ardınızdan oraya girmeyeceğiz" dedi. Abd b. Humeyd ve İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Mücâhid, (.....) sözünü açıklarken: “İddia ettiğiniz gibi siz Allah'tan bu konuda söz mü aldınız?" demiştir. İbn Cerîr'in bildirdiğine göre İbn Abbâs der ki: “Yahudiler Cehennemde belli bir süre kalacaklarını söyledikleri zaman, Yüce Allah Muhammed'e (sallallahü aleyhi ve sellem): “...Yoksa siz bu konuda Allah'tan söz mü aldınız..." âyeti indi. Yani: Siz lâ ilâhe illallah diyerek, inkar etmeyerek ve Allah'a ortak koşmayarak Cehennemden çıkarılmayı mı hak ettiniz. Eğer bunları söyledinizse Allah'tan, sizi cehenemden çıkmanızı dileyebilirsiniz. Eğer bunları yapmıyorsanız, neden Allah hakkında bilmediğiniz şeyi söylüyorsunuz." Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Katâde, "...De ki (onlara): Siz Allah katından bir söz mü aldınız -ki Allah sözünden caymaz-, yoksa Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz? Hayır! Kim bir kötülük eder de kötülüğü kendisini çepeçevre kuşatırsa işte o kimseler Cehennemliktirler. Onlar orada devamlı kalırlar" Âyetini açıklarken şöyle dedi: Ateşin size ancak sayılı birkaç gün değeceğini söyleyip yaptığınız iftira ve iddianız konusunda söz mü aldınız. Eğer Allah'tan böyle bir söz aldıysanız bilin ki Allah sözünden caymaz. Sizler yalan, aslı olmayan ve bilmediğiniz şeyleri söylüyorsunuz. |
﴾ 80 ﴿