87

"And olsun ki, Mûsa'ya kitap verdik, ondan sonra ardarda peygamberler gönderdik..."

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Ebû Mâlik, âyette geçen kelimesinin manasının, "vermek" olduğunu söyledi.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Ebû Mâlik, âyette geçen (.....) kelimesinin manasının "peşisıra" demek olduğunu söyledi.

İbn Asâkir, Cuveybir tarikiyle Dahhâk'tan, İbn Abbâs'ın, "And olsun ki, Mûsa'ya kitap verdik, ondan sonra ardarda peygamberler gönderdik..." âyetinin manasını açıklarken şöyle dediğini bildirir:

“Allah, Hazret-i Mûsa'ya Tevrat'ı bir defada mufassal ve muhkem olarak indirdi. Sonra Eşmevîl b. Bâbil, Menşâîl, Şa'yâ b. Emdiyâ, Hezekîl, Ermeyâ b. Halkiyâ (Hızır), Dâvûd b. îşâ (Hazret-i Süleyman'ın babası) ve Mesîh diye adlandırılan İsa b. Meryem'i gönderdik Allah bu peygamberleri Mûsa b. İmrân'dan (aleyhisselam) sonra seçip gönderdi. Onlardan, Hazret-i Muhammed'in (sallallahü aleyhi ve sellem) ve ümmetinin vasıflarını ümmetlerine bildirmeleri için kendilerinden kesin söz almıştır."

"...Meryem oğlu isa'ya belgeler verdik..."

İbn İshâk, İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim, İbn Abbâs'ın, "...Meryem oğlu İsa'ya belgeler verdik..." âyeti hakkında şöyle dediğini bildirir:

“Hazret-i İsa'ya verilen belgeler, ölüyü diriltmesi, çamurdan kuş yapıp, yaptığı kuşun canlanması, kötürüm ve kör gibi hastaların iyileşmesi, gayb sayılan bir çok şeyi bildirmesi ve Allah'ın kendisine gönderdiği İncil ile, Tervat'ta tahrif ettikleri şeyleri bildirmesidir."

"...onu Rûhül-Kudüs ile destekledik..."

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs (.....) kelimesinin manasının "kuvvetlendirmek" olduğunu söyledi.

İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs, "Rûhu'l-Kudüs, Hazret-i İsa'nın kendisi vasıtasıyla ölüleri dirilttiği isimdir" dedi.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Mücâhid:

“Rûhu'l-Kudüs, Allah'tır" dedi.

İbn Ebî Hâtim bildiriyor: Rabî b. Enes der ki:

“Rûhu'l-Kudüs, Yüce Allah'tır."

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs:

“el-Kuds, temizlik" demektir" dedi.

İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim bildiriyor: Süddî, el-Kuds'un bereket olduğunu söyledi.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İsmâil b. Ebî Hâlid, "...onu Rûhül-Kudüs ile destekledik..." âyetinin, Yüce Allah'ın Hazret-i İsa'yı Cibrîl ile desteklemesi manasında olduğunu söyledi.

İbn Ebî Hâtim, İbn Mes'ûd'un, Rûhü'l-Kudüs'ten kastın Cibrîl olduğunu söylediğini bildirir.

Ebu'ş-Şeyh, el-Azame'de, Câbir'den, Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu nakleder:

“Rûhu'l-Kudüs, Cibril'dir."

İbn Sa'd, Ahmed, Buhârî, Ebû Dâvûd ve Tirmizî'nin bildirdiğine göre Hazret-i Âişe der ki: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Mescid'de Hassân b. Sabit için bir minber koy(dur)muştu. Hassan, o minberin üzerine çıkar, Allah'ın Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem) aleyhine konuşanları hicvederdi. Bunun üzerine Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

“Allahım! Peygamberini müdafa ettiği gibi Hassân'ı Ruhul Kudüs'le (Cibril) destekle,"

İbn Hibbân, İbn Mes'ûd'dan, Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu nakleder:

“Rûhü'l-Kudüs, ilham yoluyla bana şöyle dedi: «Hiçbir nefis, rızkını tamamlamadan ölmez.» Allah'tan korkunuz ve rızık arama hususunda güzel davranınız."

Zübeyr b. Bekkâr, Ahbâru'l-Medine'de, Hasan(-ı Basrî)'den Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu nakleder:

“Rûhu'l-Kudüs'ün kendisiyle konuştuğu kişinin bedenini toprağın yemesine izin verilmez."

"...kimini yalanladığınız, kimini de öldürdüğünüz doğru değil mi!"

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Saîd b. Cübeyr, âyette geçen (.....) kelimesinin manasının "topluluk" olduğunu söyledi.

87 ﴿