89"Daha önce kâfirlere karşı zafer isterlerken kendilerine Allah katından ellerindeki (Tevrat'ı) doğrulayan bir kitap gelince..." Abd b. Humeyd, İbnu'l-Münzir ve İbn Cerîr, Katâde'den bildirir: “Daha önce kâfirlere karşı zafer isterlerken kendilerine Allah katından ellerindeki (Tevrat'ı) doğrulayan bir kitap gelince..." âyetinde "Ellerindeki Kitap'tan" kasıt Kur'ân, doğrulanan kitaplar ise Tevrat ve İncil'dir. "Daha önce kâfirlere karşı zafer isterlerken kendilerine Allah katından ellerindeki (Tevrat'ı) doğrulayan bir kitap gelip de (Tevrat'tan) bilip öğrendikleri gerçekler karşılarına dikilince onu inkâr ettiler. İşte Allah'ın lâneti böyle inkarcılaradır." İbn İshâk, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, Ebû Nuaym, Delâil'de ve Beyhakî, Delâil'de, Âsim b. Ömer b. Katâde el-Ensârî tarikiyle bildirir: Bizim kabilemizden olan ihtiyarlardan bazıları şöyle dediler: Araplar içinde Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) vasıflarını bizden daha iyi bilen yoktur. Bizimle beraber Yahudiler vardı ve onlar Kitab ehliydi. Biz ise putlara tapıyorduk. Yahudilerin hoşuna gitmeyen bir şey yaptığımızda: “Gönderilecek peygamberin zamanı yaklaştı. Bu peygamber geldiği zaman ona tâbi olacağız ve tıpkı Âd ve İrem kavminin öldürüldüğü gibi sizleri öldüreceğiz" derlerdi. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) gönderildiği zaman biz ona tâbi olduk, Yahudiler ise inkar ettiler. "Daha önce kâfirlere karşı zafer isterlerken kendilerine Allah katından ellerindeki (Tevrat'ı) doğrulayan bir kitap gelip de (Tevrat'tan) bilip öğrendikleri gerçekler karşılarına dikilince onu inkâr ettiler. İşte Allah'ın lâneti böyle inkârcılaradır" âyeti işte onlar hakkında nazil olmuştur." Beyhakî, Delâil'de, Süddî'nin tarikiyle, Ebû Mâlik ve Ebû Sâlih'ten, İbn Abbâs, Murre, İbn Mes'ûd ve sahabeden bazılarının âyet hakkında söyle dediğini bildirir: “Araplar, Yahudilere gidip eziyet ederdi ve Yahudiler, Tevrat'ta Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) vasıflarını görüyorlardı. Bu sebeple Allah'ın onu göndermesi ve onunla beraber Araplara karşı savaşmaları için dua ediyorlardı. Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) gönderildiği zaman, İsrailoğullarından olmadığı için onu inkar ettiler." Ebû Nuaym, Delâil'de, Atâ ve Dahhâk'ın tarikiyle, İbn Abbâs'ın şöyle dediğini bildirir: Allah'ın Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem) gönderilmeden önce Kurayzaoğulları ve Nâdiroğularının Yahudileri, Allah'tan zafer isteyip Kâfirlere beddua ederek: “Allahım! Ümmi olan Peygamber hürmetine bize yardım etmeni istiyoruz" derlerdi. Allah onların bu dualarını kabul edip kendilerine yardım ederdi. "...Allah katından ellerindeki (Tevrat'ı) doğrulayan bir kitap gelip de (Tevrat'tan) bilip öğrendikleri gerçekler karşılarına dikilince onu inkâr ettiler..." âyette geçen bildikleri, Hazret-i Muhammed'di ve ondan şüpheleri yoktu, ama buna rağmen onu inkar ettiler. Ebû Nuaym, Delâil'de, Kelbî'nin tarikiyle, Ebû Sâlih'ten, o da İbn Abbâs'ın şöyle dediğini bildirir: Allah'ın Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem) gönderilmeden önce Medine Yahudileri, Gatafân, Cuheyne ve Uzra'dan olan Arap müşrikleriyle savaştıkları zaman onlara karşı zafer elde etmek için Allah'tan yardım ve zafer isterlerdi ve gönderilecek Peygamberin ismiyle Allah'a dua edip: “Allahım! Bize, âhir zamanda göndereceğini vaadettiğin Peygamberin ve ona indireceğin kitabın hürmetine bize yardım et" derlerdi. Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve Ebû Nuaym, Katâde'den bildiriyor: Yahudiler, Hazret-i Muhammed'in hürmetine Araplara karşı Allah'tan yardım isteyip: “Allahım! Tevrat'ta vasıflarını gördüğümüz peygamberi bize gönder de onlara azab edip öldürsün" diye dua ederlerdi. Allah, Hazret-i Muhammed'i (sallallahü aleyhi ve sellem) gönderince, kendilerinden gönderilmediğini düşünerek Arapları kıskanarak, Allah'ın Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem) olduğunu bilmelerine rağmen onu inkar ettiler. Hâkim ve Beyhakî, Delâil'de zayıf isnâdla İbn Abbâs'tan bildiriyor: Hayber Yahudileri Gatafân kabilesiyle savaşıyor, her hezimete uğrayışında ise şu duayı yapıyordu: “Allahım! Ahir zamanda bize göndermeyi vaad ettiğin Ümmi olan Muhammed hürmetine, Gatafân kabilesine karşı bize yardım et." Savaşacakları zaman bu duayı yapıyorlar ve Gatafân'ı hezimete uğratıyorlardı. Allah, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) gönderdiği zaman onu inkar etiler. Bunun üzerine Allah: “Daha önce kâfirlere karşı zafer isterlerken kendilerine Allah katından ellerindeki (Tevrat'ı) doğrulayan bir kitap gelip de (Tevrat'tan) bilip öğrendikleri gerçekler karşılarına dikilince onu inkâr ettiler. İşte Allah'ın laneti böyle inkarcılaradır" âyetini indirdi." Yani: “Ey Muhammed! Senin hürmetine zafer istiyorlardı." İbn İshâk, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Ebû Nuaym, Delâil'de, İbn Abbâs'tan bildirir: “Yahudiler, Evs ve Hazrec kabilesine karşı, Hazret-i Muhammed gönderilmeden önce onun hürmetine, Allah'tan yardım istiyorlardı. Allah onu Arapların içinden gönderince onu kabul etmeyip onun hakkında söylediklerini inkar ettiler. Muâz b. Cebel, Bı'şr b. el-Berâ ve Dâvud b. Seleme onlara: “Ey Yahudiler! Allah'tan korkun ve Müslüman olun. Biz müşrikken, sizler, bize karşı Muhammed hürmetine Allah'tan yardım istiyor, bizlere onun gönderileceğini söyleyip vasıflarını söylüyordunuz" deyince, Nadîroğullarından olan Selâm b. Mişkem: “Bize bildiğimiz bir şeyle (delille) gelmedi. Bizim size anlattığımız kişi o değildir" karşılığını verdi. Bunun üzerine: “Daha önce kâfirlere karşı zafer isterlerken kendilerine Allah katından ellerindeki (Tevrat'ı) doğrulayan bir kitap gelip de (Tevrat'tan) bilip öğrendikleri gerçekler karşılarına dikilince onu inkâr ettiler. İşte Allah'ın lâneti böyle inkârcılaradır'" âyeti nazil oldu. Ahmed, İbn Kâni, Taberânî, Hâkim, Ebû Nuaym, Delâil'de ve Beyhakî, Delâil'de, Bedir ashabından olan Seleme b. Selâme b. Vakş'tan bildirir: “Abduleşhel'de Yahudi olan bir komşumuz vardı. Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) gönderilişinden biraz önce bir gün yanımıza gelip Abduleşhel'in meclisinde durdu. Ben o zaman meclisteki en küçük olan kişiydim. Üzerimde bir bürde, ailemin gölgeliğinde uzanmıştım. Bu Yahudi, öldükten sonra dirilme, kıyamet, hesap, Mizan, Cennet ve cehennemden bahsetti. Bu sözleri oradaki müşriklere, puta tapanlara ve öldükten sonra dirilmenin olmayacağını insanlara söylemişti. Onlar: “Yazıklar olsun sana ey falan! Sence bunlar olacak mı? İnsanlar öldükten sonra Cennet veya Cehennemin bulunduğu bir yere gidip amellerinin karşılığını mı alacaklar?" deyince, Yahudi şöyle karşılık verdi: “Kendisine yemin edilene yemin olsun ki evet. Kişi o ateşten kurtulmak için dünyadaki en büyük tandıra atılmayı ve tandırın kendisi içindeyken tandırın her tarafının sıvanıp orada yanmayı yeğleyecek." Onlar: “Yazıklar olsun sana! Bunun işareti nedir?" diye sorunca, Yahudi: “Bu diyarlardan gönderilecek olan bir peygamberdir" deyip Mekke ve Yemen tarafını işaret etti. Onlar: “Onu ne zaman göreceğiz?" diye sorunca, Yahudi, en küçükleri olan bana bakıp: “Eğer bu çocuk yaşarsa onu görür" cevabını verdi. Seleme der ki: “Vallahi fazla geçmeden Allah, Resûlullah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) aramızdan gönderdi. Biz ona iman ettik, ama Yahudi kıskançlığından ve azgınlığından dolayı inkar etti. Biz: “Yazıklar olsun sana ey falan! Sen bize bu peygamberin geleceğini söylememiş miydin?" deyince, Yahudi: “Evet, ama benim dediğim bu değildi" cevabını verdi. İbn Cerîr'in bildirdiğine göre İbn Abbâs, "Daha önce kâfirlere karşı zafer isterlerken kendilerine Allah katından ellerindeki (Tevrat'ı) doğrulayan bir kitap gelip de (Tevrat'tan) bilip öğrendikleri gerçekler karşılarına dikilince onu inkâr ettiler. İşte Allah'ın laneti böyle inkarcılaradır" âyetini açıklarken şöyle dedi: “Hazret-i Muhammed'in gönderilişiyle Araplara karşı yardım umanlar Kitab ehlidir. Allah, Muhammed'i (sallallahü aleyhi ve sellem) gönderince, onun kendilerinden gelmediğini gördüler ve kıskançlıklarından dolayı inkar ettiler." Abd b. Humeyd ve İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Saîd b. Cübeyr der ki: “Daha önce kâfirlere karşı zafer isterlerken kendilerine Allah katından ellerindeki (Tevrat'ı) doğrulayan bir kitap gelip de (Tevrat'tan) bilip öğrendikleri gerçekler karşılarına dikilince onu inkâr ettiler. İşte Allah'ın lâneti böyle inkârcılaradır" âyeti, Hazret-i Muhammed'in peygamber olduğunu bilmelerine rağmen inkar eden Yahudiler hakkında nazil oldu. |
﴾ 89 ﴿