116

"Allah, çocuk edindi" dediler. O, bundan uzaktır. Hayır! Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah'ındır. Hepsi O'na boyun eğmiştir.

Buhârî, İbn Abbâs'tan, Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu nakleder:

“Yüce Allah şöyle buyurdu: Böyle bir şeye kalkışmaması gerektiği halde Âdemoğlu Beni yalanladı. Yine böyle bir işe kalkışmaması gerektiği halde Âdemoğlu Bana sövdü. Onun Beni yalanlaması şudur: O Benim evvelde olduğu gibi kendisini yeniden yaratacağıma kadir olamayacağımı ileri sürdü. Onun Bana sövmesi ise Benim oğlumun olduğunu söylemesidir. Ben eş ya da bir oğul edinmekten münezzehim."

Buhârî ve İbn Merdûye, el-Esmâ ve's-Sifât'ta, Ebû Hureyre'den Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle dediğini bildirir:

“Allah buyurur ki: Böyle bir şeye kalkışmaması gerektiği halde Âdemoğlu Beni yalanladı. Yine böyle bir işe kalkışmaması gerektiği halde Âdemoğlu Bana sövdü. Onun Beni yalanlaması: «Allah, beni yarattığı gibi diriltmeyecek» demesidir. Benim insanı diriltmem, ilk yaratışımdan zor değildir. Onun Bana sövmesi ise, Ben, Tek olan, her şeyden müstağni ve her şey O'na muhtaç olan, doğurmamış, doğmamış, Kendisine hiçbir denk olmayan Allah olmama rağmen: «Allah oğul edindi» demesidir. "

Ahmed, Buhârî, Müslim, Nesâî, İbn Merdûye ve Beyhakî, Ebû Mûsa el- Eş'arî'den Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu nakleder:

“İşittiği bir eziyete Allah'dan daha çok sabreden hiç kimse yoktur. Kulların rızkını verdiği ve onlara sıhhat ihsan ettiği halde onlar Kendisi için çocuk isnad ederler. "

İbn Ebî Şeybe, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim, Gâlib b. Acrad'dan bildirir: Şam halkından bir kişi şöyle der: Bana bildirildiğine göre Allah yeryüzünü yaratıp üzerindeki ağaçları yaratınca, Âdemoğlu uğradığı her ağaçtan faydalandı. İnsanoğlu:

“Allah oğul edindi" deyince yeryüzü ürperdi ve ağaçlardaki dikenler oluştu.

Ebu'ş-Şeyh, Katâde'den bildirir:

“Onlar Allah oğul edindi..." deyince Yüce Allah onların bu bühtanından münezzeh olduğunu söyledi.

Abd b. Humeyd, İbn Ebî Hâtim ve el-Mehâmilî, el-Emâlî'de, İbn Abbâs'tan bildirir: (.....) sözünden maksat, Allah'ın, kendinin kötülüklerden uzak olduğunu bildirmesidir.

Abdürrezzâk, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve Beyhakî, el-Esmâ ve's-Sifât'ta, Mûsa b. Talha'dan bildirir: Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem), (.....) sözünün manası sorulunca:

“Allah'ın, kötülüklerden uzak olması demektir" başka bir lafızda ise "Allah'ı kötülüklerden tenzih etmektir" buyurdu. Hadis mürseldir.

İbn Cerîr, Deylemî, Hatîb, el-Kifâye'de, başka bir tarikle mevsûl olarak Mûsa b. Talha b. Abdillah'tan, o da babasından bildirir: Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Ey Allah'ın Resûlü! (.....) sözünün manası nedir?" diye sorduğumda:

“Allah'ı kötülüklerden tenzih etmektir" cevabını verdi.

Hâkim, İbn Merdûye ve Beyhakî Talha b. Yahyâ b. Talha'dan, babasından, o da dedesi Talha b. Ubeydillah'tan bildirir: Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem), (.....) sözünün manasını sorduğumda:

“Allah'ın her türlü kötülükten uzak olduğunu söylemektir" cevabını verdi.

İbn Merdûye, Süfyân es-Sevrî tarikiyle Abdullah b. Ubeydillah b. Mevhib'den bildirir: Tahla der ki: Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem), (.....) sözünün manası sorulunca:

“Allah'ın her türlü kötülükten uzak olduğunu söylemektir" cevabını verdi.

İbn Ebî Hâtim, Meymûn b. Mihrân'dan bildirir: Kendisine, (.....) sözünün manası sorulunca:

“Allah'ın yüceliğini ikrar eden ve kötülüklerden uzak olduğunu bildiren bir isimdir" cevabını verdi.

İbn Ebî Şeybe ve İbnu'l-Münzir, İbn Abbâs'tan bildirir: İbnu'l-Kevvâ, Hazret-i Ali'ye, (.....) sözünün manasını sorunca, Hazret-i Ali:

“Allah'ın, Kendisi için söylenmesini istediği bir sözdür" cevabını verdi.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Hasan(-ı Basrî) der ki: (.....) sözü, insanların söylemekten vazgeçemeyeceği bir sözdür.

Abd b. Humeyd, Zeyd b. el-Esam'dan bildirir: Bir kişi, İbn Abbâs'a gelip:

“Lâ ilahe illalah'ın, Allah'tan başka ilah olmadığı manasında, Elhamdulillah'ın nimeti Allah'tan bilmek ve bundan dolayı Allah'a hamd etmek manasında olduğunu, Allahu Ekber'in, Allah'tan daha büyük bir şeyin olmadığı manasında olduğunu biliyoruz. Peki, Sübhanallah'ın manası nedir?" diye sordu. İbn Abbâs:

“Bu sözün neyini garipsiyorsun? Bu söz, Allah'ın Kendisi için söylenmesini istediği, meleklere de söylemelerini emrettiği ve yarattıklarından hayırlı olanların sığındığı bir sözdür" karşılığını verdi.

Ahmed, Abd b. Humeyd, Ebû Ya'lâ, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim, en-Nehhâs, en-Nâsih'te, İbn Hibbân, Taberânî, M. el-Evsat'ta, Ebû Nasr es- Siczî, el-İbâne'de, Ebû Nuaym, el-Hilye'de, Diyâul-Makdisî, el-Muhtâra'da, Ebû Saîd el-Hudrî'den, Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu nakleder:

"Kur'ân'da Kunût'tan bahseden her söz, itaat manasındadır."

İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İbn Abbâs, âyette geçen (.....) sözünden kastedilenin itaat etmek olduğunu söyledi.

et-Tastî, Mesâil'de, İbn Abbâs'tan bildirir: Nâfi b. el-Ezrak ona, âyette geçen (.....) sözünün manasını sorunca, İbn Abbâs:

“İkrar etmek demektir" cevabını verdi. Nâfi:

“Peki, Araplar bu sözü bilir miydi?" diye sorunca, İbn Abbâs şöyle karşılık verdi:

“Tabi ki! Adiy b. Zeyd'in:

Affını umarak Allah 'ı(n varlığını ve birliğini) ikrar eder

Kul, yaptıklarını inkar edemeyeceği gün " dediğini duymadın mı?

İbn Cerîr'in bildirdiğine göre İkrime, (.....) sözünün manasının, kulun, kulluğunu ikrar etmesi olduğunu söyledi.

İbn Cerîr bildiriyor: Katâde, (.....) sözünün manasını açıklarken:

"Allah'ı Rab ve yaratıcı olarak kabul edip Ona itaat etmektir" dedi.

116 ﴿