159"İndirdiğimiz apaçık delilleri ve hidayetin kendisi olan âyetleri insanlar için biz kitapta açıkladıktan sonra gizleyenler var ya, mutlaka onlara Allah lanet eder. Lanet edebilecek olanlar da lanet ederler" İbn İshâk, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim, İbn Abbâs'tan bildiriyor: Seleme oğullarına mensup olan Muâz b. Cebel, Eşhel oğullarına mensup olan Sa'd b. Muâz ve Hâris b. el-Hazrec oğullarına mensup olan Hârice b. Zeyd, Yahudi bilginlerinden bir gruba Tevrat'ta bulunan bazı şeyleri sordular. Yahudi bilginler bu konuda Tevrat'ta bulunan şeyleri gizleyip açıklamak istemeyince: “İndirdiğimiz apaçık delilleri ve hidayetin kendisi olan âyetleri insanlar için biz kitapta açıkladıktan sonra gizleyenler var ya ,mutlaka onlara Allah lanet eder. Lanet edebilecek olanlar da lanet ederler" âyeti nazil oldu. Abd b. Humeyd ve İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Mücâhid: “İndirdiğimiz apaçık delilleri ve hidayetin kendisi olan âyetleri insanlar için biz kitapta açıkladıktan sonra gizleyenler var ya..." âyetini açıklarken: “Bunları gizleyenlerden kasıt, Ehl-i kitâb'dır" demiştir. İbn Sa'd, Abd b. Humeyd ve İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Katâde: “İndirdiğimiz apaçık delilleri ve hidayetin kendisi olan âyetleri insanlar için biz kitapta açıkladıktan sonra gizleyenler var ya.f." âyetini açıklarken: “Bunlardan kasıt, Ehl-i kitâb'dır. Ellerinde bulunan Tevrat ve İncil'de yazılı olduğunu gördükleri halde Allah'ın dini olan İslâm'ı ve Muhammed'in (sallallahü aleyhi ve sellem)peygamberliğini gizledik" demiştir. "...Lanet edebilecek olanlar da lanet ederler" âyetini açıklarken de: “Bunlardan kasıt, Yüce Allah'ın melekleri ve müminlerdir" demiştir. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Ebu'l-Âliye bu âyeti açıklarken şöyle demiştir: “Bu âyete muhatap olanlar, Ehl-i kitâb'dır. Ellerindeki kitaplarda Peygamberimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) sıfatlarının yazılı olduğunu gördükleri halde haset ve öfkelerinden dolayı bunu gizlemişlerdir." İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Süddî bu âyeti açıklarken şöyle demiştir: Bazılarının dediğine göre Yahudilerden bir adamın Ensâr'dan Sa'lebe b. Ğaneme adında bir arkadaşı vardı. Ensarlı olan, Yahudiye: “Sizin kitabınızda Muhammed'in (sallallahü aleyhi ve sellem) sıfatları ve peygamberliği konusünda bir şey var mı?" diye sorunca, Yahudi: “Hayır, yok" demiştir. Âyette bahsedilen apaçık delillerden kasıt, Muhammed'dir. Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Atâ: “...Onlara Allah lanet eder. Lanet edebilecek olanlar da lanet ederler" âyetini açıklarken: “Cinler, insanlar ve bütün canlılar lanet ederler" demiştir. Abdurrezzâk ile Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Mücâhid: “...Lanet edebilecek olanlar da lanet ederler" âyetini açıklarken der ki: “Kuraklık olup da hayvanlar susuz kalınca günahkâr insanlara beddua eder ve: “Onların günahları yüzünden yağmurdan mahrum bırakılıyoruz" derler." Saîd b. Mansûr ile İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Mücâhid: “...Lanet edebilecek olanlar da lanet ederler" âyetini açıklarken şöyle demiştir: “Kuraklık ve kıtlık olduğu zaman hayvanlar: “Bütün bunlar insanlardan isyankâr olan kişiler r yüzündendir! Allah isyankâr insanlara lanet etsin!" diyerek beddua ve lanet ederler." Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, Ebû Nuaym, Hilye'de ve Beyhakî, Şuabu'l- îman'da bildirdiğine göre Mücâhid: “...Lanet edebilecek olanlar da lanet ederler" âyetini açıklarken şöyle demiştir: “Bunlar akrep, böcek gibi hayvanlardır ve: «İnsanların günahlarından dolayı yağmurdan mahrum bırakıldık!» diyerek beddua ve lanet ederler." Abd b. Humeyd ile İbn Cerîr'in bildirdiğine göre İkrime: “...Lanet edebilecek olanlar da lanet ederler" âyetini açıklarken şöyle demiştir: “Her şey onlara lanet eder. Hatta akrep ve böcekler bile: «İnsanların günahlarından dolayı yağmurdan mahrum bırakıldık!» diyerek beddua ve lanet ederler." Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Ebû Cafer: “...Lanet edebilecek olanlar da lanet ederler" âyetini açıklarken: “Her şey, hatta böcekler bile onlara lanet eder" demiştir. İbn Mâce, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim, Berâ b. Âzib'ten bildiriyor: Peygamberimizle (sallallahü aleyhi ve sellem) bir cenazede iken şöyle buyurdu: “Kâfirin (mezarda) alnının ortasına öyle bir darbe İndirilir ki insanlar ve cinler dışında kalan bütün canlılar onun feryadını işitirler. Sesini işiten bütün hayvanlar da ona lanet ederler. İşte: «...Lanet edebilecek olanlar da lanet ederler»âyetiyle de kastedilen yeryüzündeki tüm hayvanlardır. " İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Süddî: “...Lanet edebilecek olanlar da lanet ederler" âyetini açıklarken şöyle demiştir: Berâ b. Âzib bu konuda dedi ki: “Kafir mezarına konulduğu zaman yanına, gözleri bakımdan iki kazan gibi olan ve elinde demirden sütun bulunan bir mahluk gelir. Sırtının ortasına öyle bir darbe indirir ki feryadını duyan herkes ona lanet eder. İnsanlar ve cinler dışında da bütün mahlûkat onun bu feryadını işitir." İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Dahhâk: “...Lanet edebilecek olanlar da lanet ederler" âyetini açıklarken şöyle demiştir: “Kafir mezarına konulduğu zaman balyozla kendisine öyle bir vurulur ki insanlar ve cinler dışında feryadını herkes işitir. Onun bu sesini işiten her şey de ona lanet eder." Beyhakî, Şuabül-îmanfda bildirdiğine göre Abdulvehhâb b. Atâ: “İndirdiğimiz apaçık delilleri ve hidayetin kendisi olan âyetleri insanlar için biz kitapta açıkladıktan sonra gizleyenler var ya..." âyetini açıklarken şöyle demiştir: Kelbî'nin bu konuda: “Bunlar Yahudilerdir" dediğini işittim. Yine şöyle dedi: “Kişi haketmeyen birine lanet ettiği zaman bu lanet bir Yahudinin üzerine gider. İşte: «...Lanet edebilecek olanlar da lanet ederler»âyetinden kasıt da budur." Beyhakî, Şuabu'l-îman'da, Muhammed b. Mervân'dan bildiriyor: Kelbî'nin, Ebû Sâlih'ten naklen bildirdiğine göre İbn Mes'ûd bu âyeti açıklarken şöyle demiştir: “Bir kişi hakettiğini düşünerek birine lanet ettiği zaman bu lanet hızla semaya çıkar. Ancak kendisine edildiği kişiyi bulamayınca bunu edene geri döner. Ancak döndüğünde laneti eden kişinin de bunu haketmediğini görünce gidip bir Yahudinin üzerine düşer. İşte: «...Lanet edebilecek olanlar da lanet ederler» âyetinden kasıt da budur. Ancak bunlardan tövbe edenlerin üzerinden bu lanet kalkar ve diğer Yahudilerin üzerine gider. «Ancak tövbe edip durumlarını düzeltenler ve gerçeği açıkça ortaya koyanlar (lânetlenmekten) kurtulmuşlardır...» âyeti de bunu ifade etmektedir." Abd b. Humeyd, Tirmizî, İbn Mâce ve Hâkim'in Ebû Hureyre'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):"Kim kendisine bir şey sorulduğu, zaman bildiğini gizlerse kıyamet gününde kendisine ateşten bir gem vurulur" buyurmuştur. İbn Mâce ve el-Murhibî, Fadlu'l-İlm'de Ebû Saîd el-Hudrî'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Din konusunda insanlara faydası dokunacak bir ilmi, bilgiyi saklayan, insanlardan esirgeyen kişiye kıyamet gününde ateşten bir gem vurulur" buyurmuştur. İbn Mâce'nin Câbir'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Bu ümmetin son nesillerinden olanlar ilk nesilden olanlara lanet okuduğu bir zamanda bildiği bir hadisi insanlardan gizleyen kişi Allah'ın âyetlerini gizlemiş gibi olur" buyurmuştur. Taberânî'nin İbn Mes'ûd'dan bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Kul, Yüce Allah'ın kendisine verdiği ilmi gizler ve diğerlerinden esirgerse kıyamet gününde huzura ateşten bir gem ile gemlenmiş bir şekilde çıkar" buyurmuştur. Ebû Ya'la ve Taberânî'nin sahîh bir senedle İbn Abbâs'tan bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Kim kendisine bir şey sorulduğu zaman bildiğini gizlerse kıyamet gününde huzura ateşten bir gem ile gemlenmiş bir şekilde çıkar" buyurmuştur. Taberânî, İbn Ömer ile İbn Amr'dan benzerini zikreder. Taberânî, M. el-Evsat'ta Ebû Hureyre'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “İlim öğrenip de bunu başkalarına anlatmayan ve aktarmayan kişi para biriktirip de ondan hiç harcamayan kişiye benzer" buyurmuştur. İbn Ebî Şeybe ile Ahmed, Zühd'de Selmân'ın: “Başkalarına aktarılmayan ilim, içinden hiç harcama yapılmayan hazine gibidir" dediğini bildirir. İbn Sa'd, Abd b. Humeyd, Buhârî, İbn Mâce, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Hâkim'in bildirdiğine göre Ebû Hureyre: “Yüce Allah'ın Kitab'ındaki bir âyet olmasaydı hiç kimseye hiçbir hadis aktarmazdım" dedi ve: “İndirdiğimiz apaçık delilleri ve hidayetin kendisi olan âyetleri insanlar için biz kitapta açıkladıktan sonra gizleyenler var ya mutlaka onlara Allah lanet eder. Lanet edebilecek olanlar da lanet ederler" âyetini okudu. Ebû Dâvud, en-Nâsih'de İbn Abbâs'tan bildiriyor: Yüce Allah: “İndirdiğimiz apaçık delilleri ve hidayetin kendisi olan âyetleri insanlar için biz kitapta açıkladıktan sonra gizleyenler var ya mutlaka onlara Allah lanet eder. Lanet edebilecek olanlar da lanet ederler" buyurdu. Sonrasında bir istisnada bulunup: “Ancak tövbe edip durumlarını düzeltenler ve gerçeği açıkça ortaya koyanlar (lânetlenmekten) kurtulmuşlardır. Çünkü ben onların tövbelerini kabul ederim. Zira ben tövbeleri çok kabul edenim, çok merhamet edenim" buyurdu. Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Atâ: “Ancak tövbe edip durumlarını düzeltenler ve gerçeği açıkça ortaya koyanlar (lanetlen mekten) kurtulmuşlardır..." âyetini açıklarken: “Böyle yapmaları daha önce takındıkları tavrın kefâreti olur" demiştir. Abd b. Humeyd ve İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Katâde: “Ancak tövbe edip durumlarını düzeltenler ve gerçeği açıkça ortaya koyanlar (lânetlenmekten) kurtulmuşlardır..." âyetini açıklarken şöyle demiştir: “Durumlarını düzeltmekten kasıt, Yüce Allah'la aralarını düzeltmeleridir. Gerçeği açıklamaları da Yüce Allah'tan kendilerine geleni gizlemeden ve inkar etmeden açıklayıp ortaya koymalarıdır." İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Saîd b. Cübeyr: “...Çünkü ben onların tövbelerini kabul ederim...." âyetini açıklarken: “Cezadan muaf tutar, günahlarını bağışlarım, anlamındadır" demiştir. |
﴾ 159 ﴿