167

"İnsanlar arasında Allah'ı bırakıp da O'na ortak koşanlar vardır. Onları, Allah'ı severcesine severler. Mü'minlerin Allah'a olan sevgisi daha güçlü bîr sevgidir. Zulmedenler azaba uğrayacakları zaman bütün kuvvetin Allah'ın olduğunu ve Allah'ın azabının pek şiddetli olduğunu bir bilselerdi! Kendilerine uyulanlar o gün azabı görünce, kendilerine uyanlardan uzaklaşacaklar, aralarındaki bütün bağlar kopacaktır. Uyanlar şöyle derler: «Keşke dünyaya bir dönüşümüz olsaydı da onların şimdi bizden uzaklaştıkları gibi, biz de onlardan uzaklaşsaydık.» Böylece Allah, onlara işledikleri fiilleri pişmanlık kaynağı olarak gösterir. Onlar ateşten çıkacak da değillerdir."

Abd b. Humeyd ile İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Mücâhid:

“İnsanlar arasında Allah'ı bırakıp da O'na ortak koşanlar vardır. Onları, Allah'ı severcesine severler..." âyetini açıklarken:

“Hakka karşı çıkarak ve kendi ortak koştuklarıyla diğerlerine karşı övünerek severler" demiştir.

"...Mü'minlerin Allah'a olan sevgisi daha güçlü bir sevgidir..." âyetini açıklarken de:

“Müminlerin Yüce Allah'a olan sevgisi, kafirlerin kendi putlarına olan sevgisinden daha şiddetli ve güçlüdür" demiştir.

İbn Cerîr'in bildirdiğine göre İbn Zeyd:

“İnsanlar arasında Allah'ı bırakıp da O'na ortak koşanlar vardır..." âyetini açıklarken:

“Bunlar müşriklerdir. Ortak koştukları şeyler de Allah'ı bırakıp kendilerine taptıkları putlardır. Bu putları müminlerin Yüce Allah'ı sevmesi gibi severler" demiştir. "...Mü'minlerin Allah'a olan sevgisi daha güçlü bir sevgidir..." âyetini açıklarken de:

“Müminler, bu müşriklerin kendi putlarına olan sevgisinden daha şiddetli ve güçlü bir şekilde Yüce Allah'ı severler" demiştir.

İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Süddî, söz konusu âyeti açıklarken şöyle demiştir:

“Burada ortak koşulanlardan kasıt bazı adamlardır. Zira bu adamlara Allah'a itaat eder gibi itaat ederler. Allah'a isyan edip bu adamların verecekleri emirlere itaat edebilirler."

Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre İkrime bu âyeti açıklarken: (.....) lafzı için:

“Bunlar Allah'a ortak koşulan şeylerdir" demiştir. "...Onları, Allah'ı severcesine severler. Mü'minlerin Allah'a olan sevgisi daha güçlü bir sevgidir..." âyetini açıklarken de şöyle demiştir:

“Ayette ifade edildiğine göre müşrikler edindikleri bu ortakları müminlerin Allah'ı sevmesi gibi severler. Ancak müminler, bu müşriklerin kendi putlarına olan sevgisinden daha şiddetli ve güçlü bir şekilde Yüce Allah'ı severler."

Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Katâde:

“...Onları, Allah'ı severcesine severler. Mü'minlerin Allah'a olan sevgisi daha güçlü bir sevgidir..." âyetini açıklarken de şöyle demiştir:

“Müşrikler ortak koştukları bu putları Allah'ı sever gibi severler. Ancak müminler, bu müşriklerin kendi putlarına olan sevgisinden daha şiddetli ve güçlü bir şekilde Yüce Allah'ı severler."

İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Rabî': (=Zulmedenlerin nasıl bir azaba maruz kalacaklarını görseydin...) ifadesini açıklarken şöyle demiştir:

“Ey Muhammed! Kendi kendilerine zulmedip benden başka ilahlar edinenlerin, onları bana ortak koşanların, onları beni sever gibi sevenlerin kıyamet gününde kendileri için hazırladığım azaba nasıl maruz kaldıklarını görseydin, bütün güç ve kuvvetin sadece bana has olduğunu daha iyi bilirdin. Ayrıca ortak koştukları put ile ilahların hiçbir gücünün olmadığını, orada kendilerine hiçbir faydalarının dokunamayacağını, maruz kalacakları azabtan onları kurtaramayacaklarını da görürdün. O zaman beni inkar edip bana ortak koşanlara karşı azabımın ne çetin olduğunu daha iyi anlardın."

Ebû Nuaym, Hilye'de, Cafer b. Muhammed'den bildiriyor:

“Babamın yüzüğünde nakış olarak:

“ (=Güç ancak Allah'ındır) ifadesi vardı."

Abd b. Humeyd ile İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Katâde:

“Kendilerine uyulanlar o gün azabı görünce, kendilerine uyanlardan uzaklaşacaklar..." âyetini açıklarken şöyle demiştir:

“Kendilerine uyulanlar, zalim ve müşrik zorbalar, komutanlar ve liderlerdir. Kendilerine uyanlar da onlara tabi olan zayıf kimselerdir."

İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Süddî:

“Kendilerine uyulanlar o gün azabı görünce, kendilerine uyanlardan uzaklaşacaklar..." âyetini açıklarken:

“Kendilerine uyutanlardan kasıt şeytanlardır ki o gün insanlardan uzaklaşıp onlardan berî olduklarını söylerler" demiştir.

Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Hâkim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs:

“...Aralarındaki bütün bağlar kopacaktır" âyetini açıklarken:

“Bu bağlardan kasıt, sevgi bağlarıdır" demiştir.

İbn Cerîr ile İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs:

“...Aralarındaki bütün bağlar kopacaktır" âyetini açıklarken:

“Aralarındaki makam, mevki, mertebe ilişkisi kesilecektir" demiştir.

İbn Cerîr ile İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İbn Abbâs:

“...Aralarındaki bütün bağlar kopacaktır" âyetini açıklarken:

“Aralarındaki akrabalık bağı kopacaktır" demiştir.

Vekî', Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve Ebû Nuaym, Hilye'de bildirdiğine göre Mücâhid:

“...Aralarındaki bütün bağlar kopacaktır" âyetini açıklarken:

“Dünyadayken aralarında bulunan her türlü bağ ve sevgidir" demiştir.

Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Ebû Sâlih:

“...Bütün bağlar kopacaktır" âyetini açıklarken:

“Bağlardan kasıt amellerdir" demiştir.

Abd b. Humeyd ile İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Rabî':

“...Aralarındaki bütün bağlar kopacaktır" âyetini açıklarken:

“Aralarındaki makam, mevki, mertebe ilişkisi kopup yok olacaktır" demiştir.

Abd b. Humeyd ile İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Katâde:

“...Aralarındaki bütün bağlar kopacaktır" âyetini açıklarken şöyle demiştir:

“Kıyamet gününde pişmanlıkları bir işe yaramayacak, yaptıklarının bir telafisi olamayacaktır. Bunun yanında dünyada onları birbirlerine yakın tutan her türlü akrabalık ve sevgi bağlan kopacak, birbirlerine lanet etmeye başlayacaklardır."

Abd b. Humeyd ile İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Katâde:

“Uyanlar şöyle diyecek:

“Keşke bir şansımız daha olsaydı da..." âyetini açıklarken:

“Dünyaya bir daha dönme şansımız olsaydı, diyecekler" demiştir.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Ebu'l-Âliye:

“...Böylece Allah, onlara işledikleri fiilleri pişmanlık kaynağı olarak gösterir..." âyetini açıklarken şöyle demiştir:

“Dünyadayken yaptıkları pis işler, kıyamet gününde bu şekilde onların pişmanlıklarına sebep olacaktır."

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İkrime:

“...Onlar ateşten çıkacak da değillerdir" âyetini açıklarken:

“Çıkamazlar, zira asıl Cehennem ahalisi işte bunlardır" demiştir.

İbn Ebî Hâtim, Evzaî'den bildiriyor: Sâbit b. Ma'bed'in şöyle dediğini işittim:

“Cehennem ahalisi gün gelip Cehennemden çıkacaklarını umuyorlardı. Fakat bu beklentilerine karşı: «...Onlar ateşten çıkacak da değillerdir» âyeti nazil oldu."

167 ﴿