214"Yoksa sîz, sizden öncekilerin başına gelenler, sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Peygamber ve onunla beraber müminler, «Allah'ın yardımı ne zaman?» diyecek kadar darlığa ve zorluğa uğramışlar ve sarsılmışlardı. İyi bilin ki, Allah'ın yardımı pek yakındır." Abdurrezzâk, İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Katâde: “Yoksa siz, sizden öncekilerin başına gelenler, sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Peygamber ve onunla beraber müminler, «Allah'ın yardımı ne zaman?» diyecek kadar darlığa ve zorluğa uğramışlar ve sarsılmışlardı. İyi bilin ki, Allah'ın yardımı pek yakındır" âyetini açıklarken şöyle demiştir: “Bu âyet, Hendek savaşı sırasında nazil olmuştur. Bu savaşta Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile ashabı çok büyük sıkıntılar çekmiş ve düşmanlar tarafından kuşatma altında tutulmuşlardı." İbn Ebî Hâtim ile İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İbn Abbâs bu âyeti açıklarken şöyle demiştir: “Yüce Allah bu âyette müminlere dünyanın bela yeri olduğunu, böylesi bir dünyada onları sıkıntılarla sınayacağını bildirmiştir. Daha önce de peygamberlerini ve seçkin kullarını, nefislerini kirlerden temizlemek için bu şekilde sınadığını ifade etmiş ve: “...Peygamber ve onunla beraber müminler... darlığa ve zorluğa uğramışlar ve sarsılmışlardı..." buyurmuştur. Peygamber ve yanındaki müminler türlü fitneler ve hastalıklara maruz kalmışlar, bu fitneler ve insanların eziyetlerinden dolayı da sarsılmışlardır." Ahmed, Buhârî, Ebû Dâvud ve Nesâî, Habbâb b. el-Eret'ten bildiriyor: “Yâ Resûlallah! Bizim için Allah'tan yardım istemeyecek misin? Bize yardım etmesi için Allah'a dua etmeyecek misin?" diye sorduğumuzda Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle karşılık verdi: “Sizden öncekilerden birinin başına testere konulur ayağına kadar kesilirdi de buna rağmen dininden dönmezdi. Demirden taraklarla eti kemiğinden ayrılırdı da yine dininden dönmezdi. Vallahi bu din hakim olacak ve kişi bineğine binip San'â'dan Hadramevt'e kadar Allah'tan başka hiç kimseden korkmadan yolculuk edebilecektir. Yine kişi koyun sürüsü için kurttan başka hiç kimseden korkmayacak duruma gelecektir. Ancak sizler acele ediyorsunuz." İbn Cerîr ile İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Süddî: “Yoksa siz, sizden öncekilerin başına gelenler, sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız?" âyetini açıklarken şöyle demiştir: “Söz konusu şeyler Hendek savaşı sırasında Müslümanların başına gelmiştir ki: “...Meğer Allah ve Resûlü bize sadece kuru vaadlerde bulunmuşlar..." diyenler de çıkmıştır." Abd b. Humeyd, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Katâde: (.....) âyetini açıklarken şöyle demiştir: “Sizden önce gelenler fakirlikle ve çeşitli hastalıklara maruz kalmışlardır. Karşılaştıkları fitneler ve insanların eziyetlerinden dolayı sarsılmışlardır. Öyle ki en hayırlıları, en sabırlıları ve Allah'ı en çok bilen biri olan Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem) bile: «Allah'ın yardımı ne zaman gelecektir?» diye sormaya başlamıştır. Oysa Allah'ın yardımı pek yakındır. Yüce Allah kendisine itaat eden ile isyan edeni ortaya çıkarmak üzere daha önceki peygamberler ile müminlere de yaptığı gibi Müslümanları bu tür belalar ve yoksunluklarla sınamıştır." Hâkim'in Ebû Umâme'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Kişi ayarım belirlemek için altınını nasıl ateşte denerse Yüce Allah da -kendisini çok iyi bilmesine rağmen- birinizi öyle sınar. Bu sınamadan kimi beyaz altın gibi çıkar ki işte Yüce Allah'ın kötülüklerden kurtardığı kişi budur. Kimisi de siyah altın olarak çıkar ki fitneye kapılan kişi de budur. |
﴾ 214 ﴿